Google+ boş mideye iki duble viski: Olamadım, olmadım.

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Olamadım, olmadım.

Biliyor musunuz bana kimse, "Olmuşsun." demedi. Çevrem, kadınlarım, ailem, arkadaşlarım.. Çünkü ben hiç bir zaman olamadım kimsenin gözünde, daha doğrusu, ben asla "olmadım."

Ben sıkıntıdan patladığı ortamlarda giriş ücreti verdiği için eğleniyor taklidi yapan çakma Kazanova'lardan olmadım asla.

Ben arkadaşlarının sırtı üzerinden tırmanan başarılı çancı öğrenci olamadım, bu yüzden başarılı da olamadım.

Ben var ya ben, sırf yaşı sebebiyle bazı akrabalarına sevmediği halde saygı gösteren ailenin iyi çocuğu da olamadım. Sevmediğime, sevmediğimi gösterdim açık seçik.

Ben siyasi yönden ortada da olamadım. Liberal yosmalar gibi "herkesin tek bir çatı altında toplandığı" sistemleri ve partileri hayal etmedim. Rengim neyse ortaya koydum.

Ben geçmişi hatırlatarak şirinlik yapmaya çalışan, kareli pantolon giyen ve yavşak yavşak "Naber yea?" diyen İstanbullu genç de olamadım.

Ben omzunda ağlayan kızları yatağa götüren "Kızların en iyi arkadaşı" da olamadım.

Ben, "Her türlü görüşe saygılıyımdır ama..." şeklinde başlamadım hiç bir cümleye. "Yanlış görüş yoktur." diyerek cümleyi kesip attım, benimle tamamen zıt düşünen taksiciye.

Ben en çok da neyi beceremedim biliyor musunuz, bir maske takıp kendimi sevdirmeyi. Şifresiz TRT yayını misali, ne gördüyseniz o oldum her zaman, en yakınlarımın bile bana telkinlerde bulunacağını; bunun gibi okuduğunuz bir çok yazı sebebiyle kahrolacağını bile bile.

Bu yüzden bana hiç biriniz "Sen oldun." diyemedi. Ama ben bunu biliyorum, aslında ben hepinizden daha fazla "olmuşum."

Hiç yorum yok: