Google+ boş mideye iki duble viski: En büyük hayal kırıklıklarım

18 Temmuz 2011 Pazartesi

En büyük hayal kırıklıklarım

Geçmişten günümüze, herhangi bir kronolojik sıraya koymadan aklıma gelenleri paylaşacağım. Genellikle de kadınlarla ilgili tabii ki bunlar...

-Gayet güzel bulduğum, annemin eski öğrencisiyle muhabbet ederken; kendisinin sevgilisi olduğunu öğrenmem. Halbuki "Nothing Else Matters" dinliyordu otobüste. Ben de tanıdık olduğunu anlayıp yanaşmıştım ve her şey Dawson's Creek gibi başlamıştı.

-İnternet üzerinden salça olduğum herhangi bir kadının İstanbul dışından olduğunu öğrenmek. Evet, 21 yaşına geldim ve bazen kadınlara salça olmak için interneti kullanıyorum. Farklı şehirlerde olduğumuzu öğrendiğimde de çıldırıyorum dilberler. (veya kezbanlar, bilemedim)
-Küçükken, aşağıda arkadaşlarıyla rakıya vuran babam eve telefon açıp "Bir ihtiyacınız var mı?" diye sorduğunda, çokonatı tanımlamak için kasmıştım. "Turuncu böyle pakedi, gofret..." Ve bakkalın tanımlamayı anladığını ahizeden gelen "Hee çokonat diyor babası" sesiyle anlamıştım. O gece babamı bekledim. Babamsa eli boş geldi ve "ÜLKER almıyoruz oliş. Bu yüzden almadım." dedi. Hadi o ara küçüktük sinirlendik de, şimdi büyüdüm ve bakıyorum da, Çamlıca Gazoz bile giriyor eve. Ne iş?
-Bak en büyüklerden bir tanesi geliyor. Final dershanesinin dağıttığı üniversiteler tanıtım kitapçığında her yerinde karılı kızlı ortamların göründüğü fotoğraflarla süslü İTÜ'yü görmüş, özellikle de turuncu saçlı insanların çok bulunmadığı Mersin'de, kitapçığı okurken o turuncu saçlı hatunu(ki tombuldu) görünce ilk tercihime İTÜ yazmıştım. Okuldaki ilk günüm tabii ki büyük hayal kırıklığıydı. Özellikle 1500 kişilik erkek yurdunda kaldığımı öğrenince, tamamen çıldırmış ve sinirden kendimi sikecek kıvama gelmiştim. Hayır, sikmedim.
-Sigaradan ilk nefesimi çekişim de büyük hayal kırıklığıdır. 10 yaşındaydım, Ürgüp'!te tatildeydik ve babam; annem makyajını yaparken bir sigara yakmıştı. Çok merak ettiğimi söylediğimde ağzıma tutuşturdu ve öksürük içinde kalıp tükürmüştüm. Akabinde kulağım ne zaman ağrısa babam kulağıma sigara dumanı üflerdi. Bunlara rağmen sigaraya başladım. Şimdi bıraktım. Pişman değilim. Başlamış olmaktan da, bırakmış olmaktan da...
-Kot pantolonunu çıkardığım kadınların tanker gibi götlerinin ortaya çıkması hayal kırıklıklarımdan biridir sadece. Efsane bir şey beklersin, ama kot çıkınca görürsün efsaneyi. Üzerine selülit (he canım, o kilo almalarınız hep ilaçtan. kimse dürüm yemiyor demişti Sarıkaya zamanında) de tuz biber tabi...
-Tekila, mojito, absolute, absinthe, jaggermeister gibi; arkadaşlarım tarafından boyuna şişirilen içkilerin; sidiğim gibi tatlarını tadınca yaşadığım hayal kırıklığı da önemlidir mesela. E soracaksınız değil mi, nasıl alkoliksin sen diye? Bak arkadaşım, elin yankeesi zamanında viskiyi icat etmiş, rusu kontra yapmış vodkayı koymuş ortaya; bizimkilerse karşılarına rakıyı dikmiş. Şimdi hepsinin rekabetini izliyoruz. Zaten rekabetten karlı çıkan her zaman tüketicidir.
-İçki demişken, 5 yaşındayım. Kan ter içinde mutfağa koşmuştum. O zamanlar rakı şişeleri bilyesizdi. Annemse boş rakı şişelerine su doldururdu... .Eh, sonucu tahmin edebiliyorsunuzdur.

Hiç yorum yok: