Google+ boş mideye iki duble viski: Şubat 2009

26 Şubat 2009 Perşembe

Gözlerim doldu be... TEŞEKKÜRLER GALATASARAY!


ölüm varmış,
korku varmış,
bu dünyanın,
sonu varmış,
bizim için,
yoktur tasa,
kalbimde sen,
yaşadıkça...

başarılar,
gelip geçer,
asaletin,
bize yeter,
deplasmanda,
sami yen'de,
ultraslan,
hep seninle...

21 Şubat 2009 Cumartesi

Geri sayım...

Bu an benim bittiğim andır...

Suadiye'de oturan 60lık bir halam ve 100lük(rakı gibi oluyor lan yaşını söyleyince) bir babannem var... Onları ziyarete gittim bugün. Her şey çok güzel, yemek desen bomba, üstüne yapılan çay muhabbetleri... Çok severim hala, enişte, babanne kavramlarını... Dönüşte de eve gitmeyi planlıyorum. Planımı anlatıp yediye çeyrek kala çıkmaya yeltendim... Ben gitmeden halam "Evladım dur ablana(ablamla beraber yaşıyorum da, ne yazık ki) yemek koyayım ben, o da açtır şimdi..." diyerek kullanılmış bir tansaş poşetine alüminyum folyoyla sarılmış, poşete bakan birinin direk görebileceği bir kapta kısır koyup, "ablan bunları geçen gün almamıştı, bunları da götürüver çocuğum" diyerek de poşetin en alt kısmına bir ceket, bir bayan çantası, bir de sweat shirt gibi bişey koydu... Neden ablamın hamallığını yaptığımı asla anlayamamışımdır yıllar yılı... Mersin'e giderim, dönüşte Meriç'in eşyaları... Halama giderim, yine Meriç'in eşyaları... Ulan ben de insanım be, hamalı değilim kızın, bir parçasını da kendi taşısın... "Yok, o senin için neler yaptı" tepkileri gelir düşüncelerimi yüksek sesle açığa vurduğumda.
Gelgelelim aldım poşeti, öncesinde de arkadaşlarla buluşmuş olmanın getirisi olan uzun pardesü, boğazlı kazak var üstümde. Şekil güzel ama poşet bozuyor tabi... Neyse otobüste akbili basıp zülülü sesini duydum, en arkaya geçerim derken bir baktım en arkada Sosyomat'ın en taş hatunlarından(daş, civi, gaya, betong) biri. Az buz da bir muhabbetimiz var, tabi beni tanımasın bu halimle diye de en öne oturmayı tercih ettim. E boy 1.91, en ön de daracık olunca bir buçuk saatlik yolculuk gözümde büyümeye başladı. Daraldıkça daralıyor, bacaklarımı düzgün bir pozisyona sokmaya çalışıyordum, trafik desen felaket. Çünkü saat 19.00... Neyse her şeyi unutup müzik dinlemeyi denedim, dinledim dinledim sevdiğim parça kalmadı adeta. Geldik Beşiktaş'a... İstanbul'da yeni olduklarını belli eden iki genç kız, yan taraftaki levhasına bakıp bindi otobüse. Onların durumu da en az benim kadar rezil. Poğaça yiyorlar kese kağıdı içinde, bir yandan da para çıkartmaya çalışıyorlar ceplerinden... Bir tanesi rasta saçlı, direk dikkatimi çekti hatun. Muhtemelen ben de onun dikkatini çektim ki göz kontağı oldu belli bir süre, 1 metrelik mesafeden... Göz kontağı devam ederken içimde volkanlar patlıyordu adeta, çünkü elimde poşet olmasa Taksim'e giden bu iki kıza "first step" diye tabir ettiğimiz attribute'umu 11'den 12'ye(20 üstünden, football manager oynayanlar bilir) çıkarabilmek için yanaşıp peşlerine takılacaktım. Gerçekten yapardım bunu... Ama poşet... Tiksinti veren bir görüntüsü, en az 4 kilo da ağırlığı var... Küfrede küfrede indim otobüsten, rezil hissediyorum kendimi, neyse Taksim'i durak olarak kullanıp evime geçtim, Kurtuluş'a. İçimdeki alevi bastırabilmek için büfede aldım soluğu,
-Abi 4 tombul şişe 1 paket de kırmızı West.
-Buyur abim.
-Bu tombul şişelerin depozitosu ne kadar?
-20 kuruş.

Muhtemelen içinde bulunduğum son diyalog da bu olur rezalet geçen bu cumartesi gecesi için. Ulan hayat, beni harbi düdükledin lan bugün...

17 Şubat 2009 Salı

A Wingman, A Problematic Couple, A Girl Who Thinks She's Leasbian...COMING THIS SUMMER! Dirty South Squad on Holiday!

İnternet kafenin önü... Mersin'de canım Denizhan2'de sıradan bir yaz akşamı... Zınk diye bir mesaj geldi. Mesajı oku? Gönderen: Okay. Mesaj: Yarın Susanoğlu'na gelmek istiyorsan sabah 11'de internet kafenin önünde ol... "Susanoğlu'da bir sürü yabancı var, hatunlar taş, artık gençlik orada oğlum!" gazıyla onayla gelmek istediğini...

Sabah uyan, git internet kafeye. İğrenç Silifke Kop otobüslerine bin. Ama sadece ben ve arkadaşım değil... Bir de arkadaşımın çirkin ve platonik aşkı "X" kişisi... Yoldaki muhabbet;
-Y'nin evinde kalırız bu akşam...
-Y kim?
-Benim İstanbul'dan çok yakın bir kız arkadaşım...
-Evde tek mi kalıyor kız?
-Yoo hayır, annesi babası da var.
-OMFG!!!

Gittik mi biz Susanoğlu'na... Hatun fena değil hani, arkadaşla yapmaya çalıştığım anlaşmaysa, akşama benim hatunu oyalayacağım ve elemanın alkollü platonik aşkını çok rahat yiyebileceği şeklinde... İlk teklifimde çocuğun cevabı:
-Yok abi gerek yok ya, rahat ol...
-Tamam ulan, insanlık ettik wingman'in olalım dedik. Sen bilirsin.

Neyse eve bi gittik, hatun resmen annesiyle babasını evcilleştirmiş. Kadınla adam biz gelince 5 dakika muhabbet edip çıktılar... Havuz, deniz faslı derken hatun harbi ilgilenmeye başladı benimle. Tamam dedim akşama güzel olacağız... Ancak birinci bomba havuzda patladı... Tek başıma yüzerken harbi güzel iki tane kızın yanına yanaşıyordum. Hani dövmeler de var, şekil şemal de düzgün, kolay iş diyerekten... Ulan hatunlarla aramda bir metre mesafe var, tam muhabbeti kuracağım, arkadan bağırdı X kişisi...
-Mahmuuuuuuuuut!
-Ne var!?!?!
-Gelsene birlikte yüzelim deli. İhihihihi :)))
-(Bok var di mi birlikte yüzeceğiz. Siz üçünüz takılın işte...) İyi tamam...

Neyse çomak soktular mı bunlar benim tekere... Tepem attı, yemek yemeye gittim. Döndüğümde;
-Nereye gittin?
-Yemeğe...
-Ya niye tek başına gittin, beraber yerdik işte!
X kişisi ayak bağı olmaya başlıyor, Okay topuysa kızın bana karşı dırdırını engellemekte güçlük çekiyordu. Neyse deniz faslı başladı... Fena açıldık. Bendeki amaç hala oyalamak, yani herhangi bir dürtü yok hatuna karşı... Neyse başbaşayız ve bayağı açıklardayız... Bir artistlikle,
-Ben derine inip kum almaya çalışacağım, dedim. Daldım dibe çıkardım kumu 4 metreden...
-Ben de yapacağım, dedi ve hatunun dalmasıyla benim gözlerim direkt olarak hatunun dışarı çıkan, erkeğin en çok tahrik olduğu iki lobuna takıldı. Evet, şimdi de ben hissediyordum bir şeyler...

Ardından gittik eve. Duşlar alındı, meyveler yenildi... Sonrasında tanımadığımız başka bir velet... 16 yaşlarında... Z kişisi... Dırdırdır Y ile Z kaynatırken bambaşka aptal bir kızın ergenlik sorunlarını, annem aradı... Dönüp dönmeyeceğimi sorduğunda hayır cevabını alınca, bayağı bir kızdı. Kimin evinde kalacağımı merak ederken cart curt benim şarj bitti. Neyse ki aile problemini galeyana getirerek çözmüştüm. Gelgelelim içinde bulunduğum durumsa sinirimi bozmuştu... Kızların klasik ergenlik sorunlarını dinlemekten ve bunları konuşmalarını duymaktan tiksinirim çünkü... Ama güneş batmıştı, yavaş yavaş hazırlanıp aşağı indik...
-Plan nedir?
-Bence sabahlayalım! :)
-(Ebenin .mı! Ulan bir tarafımıza kum kaçacak!) Olabilitesi var...

Buzlar içkiler ayarlandı ama pat! Mesut'la bir arkadaşı çıkageldi. Mesut kim derseniz, X kişisinin platonik olarak aşık olduğu insan... Kaçtı mı Okay'ın da keyfi... Fitil oldum ben de açıkçası... Kardeşimin keyfi kaçtı çünkü, dövsek bunları dövemeyiz de, yarma gibi iki tane topaç. Mesut'un arkadaşı ise kendini rocker sanan 20liklere benziyor. Oturduk neyse sahile içiyoruz; zınk diye rocker görünümlü kazma:
-Ne dinlersin abi sen?
-Soulfly, Sepultura, Down, Pantera falan... Sen?
-Metallica işte, Pentagram...
-(PUHAHAHA velet)Anlıyorum...
-Bir şey çalıyor musun?
-Speed Metal yapan bir grubum var, takılıyoruz onlarla işte.. Vokal yapıyorum.
-Ben de bas çalıyorum. Bilmem ne üniversitesinin stüdyosunda çalışıyoruz biz. Hatta geçen akıllı tv'ye çıktık.
(Oldu bende bir flashback. Bahçeköy'de Özgür diye abim sayılabilecek bir elemanla kalmıştık 1 sene kadar.. Sıkıntıdan tv izlerken zınk diye bunun telefonu çaldı. Akıllı Tv'den aramışlardı. Bir programa(Campus Performance) katılmalarını istiyorlardı. Amaç, üniversitelerde rock müzik yapan gençleri ekrana yansıtmak işte... Neyse, bunların da grubu var o ara. Gore ve Ötesi... Çata çuta Death Metal yapıyorlar... Telefondaki dallama da akilli.tv adresinden programın bir bölümünü izleyebilirsiniz demişti. İzlemiştik... 5 tane velet Metallica-Fuel ve Pentagram-Bir çalıyordu. Ama rezalet performans, vokal desen boktan, bi de üstündeki Pantera tshirtü Özgür'ün taşşak konusu olmuştu bana karşı... )

-AAAA ONLAR SİZ MİYDİNİZ?!?!?!
-Evet abi! (yüzünde bir parlama) Beğenmiş miydin?
-Benim tarzım değil pek, vokaliniz berbattı onu hatırlıyorum bir tek.
-.... Şimdi de Kemancı'da falan çıkacağız işte...
-İyi...

Bu kısa muhabbetten sonra kalktı gitti bunlar. Başladık "Ben Hiç..." oynamaya... Şimdi amaç Y ve Z'yi oyundan çıkarmak, böylece Okay'la X'in başbaşa kalmasını sağlamak... Klasik sorular, ben hiç aşık olmadım, ben hiç sevişmedim, ben hiç sevmedim... Ben hiç sevmedim sorusunda -daha önce sevdiğim için- içtim. Ben hiç aşık olmadım sorusunda ise içmedim. Z zınk diye atladı...
-Senin cevapların çelişiyor.
-Aşık olmakla sevmek farklı şeylerdir... Aşk kadar büyülü bir şey tattığımı hatırlamıyorum şimdiye kadar...
-Hımm peki. (Klişe kız göt oluşu)

Sorular birbirini, içkiler de bizleri kovaladı... Kaldık Y ile ben başbaşa... Okay da X ile denize giriyor...
-Ben hiç karşı cinsle cinsel ilişkiye girmedim, dedim. Ben içtim bu içmedi...
-Ben hiç kendi cinsimden biriyle cinsel ilişkiye girmedim, dedi. Ben içmedim, ama bu içti...

Dünyalar başıma yıkılmıştı... Allah belanı versin Okay... A.k. beni buralara kadar getirdin tek kalma diye geldim, ama bu da yapılmaz ki be! Dondum kaldım, hayattan soğudum, bir sigara yaktım, bu ortamdan kurtulup evime gitmek istiyordum ama saat gece yarısını geçiyordu...

Bir ara bir tane amele geldi...
-Arkadaşlar biz de yürüyorduk da buradan, hoşluk olsun muhabbet olsun diye oturmamızın bir sakıncası var mı?
-Olmaz abi. Oturamazsınız. (Okay'ın karizma sesi, artist piç...)
-Tamam peki.

Saat 1 oldu, 2 oldu. En sonunda dedim ki,
-Burada sabahlayacağız mı harbiden?
-Evet niye ki?
-Ya her tarafımız kum olacak o yüzden soruyorum.
-Bir şey olmaz sabahlarız ya...
-O zaman ben ince ince siteye gideyim bari ya, öldüm bittim çünkü her yerim kum...
-Ya saçmalama!
-Niye ya, orada banklar vardı oh mis işte, güvenlik de var hem.
Zar zor ikna ettim bunları, gittim siteye, yattım bankın tekinde... Güvenlik görevlisi geldi...
-Öyle yatma kardeşim boynun tutulur.
-Yarım saat sonra arkadaşlarım geliyor abi. Sigara?
-Alayım.
-Kaç saat abi senin bir nöbet? (hemşeri muhabbeti çekiyorum ki siktiretmesin beni anında)
-6. Kardeşim bu dünyada her şey allahın takdiridir...

diye girdi, Antep'te cinleri öldüren bir Ghost Buster olduğunu anlatarak çıktı.
-Neyse abi sen devriyeni yap konuşuruz daha sonra...
-İyi geceler kardeşim.

Bu gözden kaybolunca net kafeye attım kendimi. Yarım saat kadar milletle konuştuktan sonra Okay aradı, eve gidiyoruz hep beraber demek için. Kalktım internet kafeden... Kasadaki herif:
-Zamanını doldurmadın abiş?
-Zamanlar geçicidir...

Artık nasıl bir sinir harbi yaşıyorsam posta koymaya da başlamışım. Gittik eve... O an bekar olmanın rahatlığını hissettim. Çünkü Okay'la X tek kişilik yatakta yatıyorlardı. Ben de tek kişilik yatakta tek yatıyordum. Y ise balkonda yatan bir manyaktı. Gelgelelim yirmi dakika sonra Y geldi.
-Hadi balkonda sigara içip müzik dinleyelim!
Ben:
-Ya git manyak mısın?
-Ya hadi kalkın, gidelim balkona. Kimse gelmezse müziği buraya getiririm!
Aldı laptopu geldi, müzik son ses tabi... Yan odada ise annesiyle babası uyuyor. Kadınla adama acıyıp, Okay'a da wingman kavramını öğretebilmek için bunları başbaşa bırakıp balkona gittim. 1 saat boyunca sevgilisinin fotoğraflarına bakıp Johnny Cash dinledikten sonra, gecenin postasını koymaya hazırdım...
-Birazdan uyumazsam başım omzuna düşecek ve gecenin ilk ve son tokadını yiyeceğim. O yüzden iyi geceler...
Sabah da erkenden uyandım, kahvaltı güzeldi en azından. Ettik kahvaltıyı döndük evimize. Ev gibisi var mıymış ulan... Bak şimdi hikayeyi anlattım yine sinirim bozuldu... Bir sigara yakayım bari...

8 Şubat 2009 Pazar

Facebook... Pt. 2

Facebook'tan kıl kapmama yetti harbiden bir gün boyunca evde oturmak... Bugün işin garip yüzlerini ortaya çıkarmaya başladım. Öncelikle ola ki hesabımı kapatacak olursam -yani bir tarafım yerse hesabımı kapatmayı- gelecek nesillere harika bir iki application miras bırakmak istiyorum. Genelde erkek kullanıcıların çok hoşuna gidecektir bu appler.
-Private Photo Gallery
-Rate My Body
-Human Pets
Bu şeytan üçgenine sardırmanız şiddetle tavsiye olunur. Ortamdan resmen soğumak istemiyorsanız, news feed okumayı bırakın. Gerçekten... Harbi çok garip oluyor insanlar, x ve y kişisi birbirinden nefret ediyor. X kişisi de bana y kişisinden tiksindiğini, artık arkadaş olmadıklarını falan filan söylüyor mesela. 1 2 gün geçmeden aradan, "çok tatlı olmuşsun yine aşkitom"(bu ikisi hemcins ve homoseksüel değiller), "o senin güzelliğin bitanem" gibisinden yorumlar görünce, "ulan bunlar küs değil miydi" diyiveriyor insan. Hani "sana ne ulan, küsse küs" diyecek arkadaşlar olabilir aranızda. E iyi de biz de ona göre şerbet veriyor, ona göre bir tarafta hissediyoruz kendimizi bu cepheleşme durumunda. Küs olmasalar belki 3***(yazıyla üç, anlamayanlar yorumla sorabilir)'e çevireceğim olayı. Tiksindirdiniz ulan beni teknolojiden. Valla.

6 Şubat 2009 Cuma

Facebook...

"Ebemi de bulacam facebookta allahın izniyle" grubudur beni bu hayattan soğutan... Herkes birbirini bulacak gibi bir sloganla ortaya çıkabilirmiş aslında. Buluyorsun da görüşüyor musun? Az... Bir arkadaşım "Ulan karı düşürülüyor mu, hayır... İlkokul arkadaşım da beni şimdiye kadar aramamışsa amına koyayım onun" diyerek kapatmıştı ve şapka çıkartmıştım çocuğa. Yani en azından ilkokul arkadaşıyla ilgili söylediği kısma katılmıştım, diğer kısma katılmamıştım. Sonuçta düşüren düşürdü ama abi, ben kapatamadım... Çok da başımı yaktı hani bu facebook mavrası... Özellikle de ilişki durumunu göstermek kısmı... Fena...
Lakin tepkimi koyacağım nokta kesinlikle bu değil. Ulan şimdiye kadar seri katil oldunuz; kaçırdınız beni, çete oldunuz; üye yaptınız beni, owned application'ını kurdunuz, satın aldınız beni... Ne istiyorsunuz benden? Ne?! Selamı sabahı kestiğim insan bile beni satın alabiliyor, veya saçma sapan gruplarına davet edebiliyor.. Yüzüme bakmaya cesaretin var mı? Yok! Ancak "Atatürk'e hayran 1 milyon kişi bulabilirim" diye gruba çağırabiliyorsun... Hasta mısın arkadaşım siz? Bırakın ulan yakamı... Şeytan diyor, konuşmadığın insanları sil facebooktan. Ama yemiyor işte... Çünkü konuşmadığım ama ileride yararlı olabileceğini düşündüğüm -genellikle bayan- onlarca kişi var orada... Sonumuz hayrola...
Ayrıca şunu eklemeden de geçemeyeceğim. Profiline kim bakmış, Profiline kim girmiş, Fotoğraflarını kim kaç kez ziyaret etmiş; bunları saçma sapan gruplara girerek öğrenemezsiniz. Facebook'ta hesap açarken direk next'e basıp geçtiğiniz Terms Of Use dökümanını bir kez okusaydınız böyle salak salak şeylere üye olup, bir de beni rahatsız etmezdiniz. Şimdi, yıkılın karşımdan ulan!

4 Şubat 2009 Çarşamba

Anketimsi?

Hepiniz -affınıza sığınarak söylüyorum- skindirik anketlere rastlamışsınızdır internette. "Bunu yaptıktan sonra 500 arkadaşına gönderirsen anket içerisindeki dileğin kabul olacak." gibi saçma sapan mesajlar vardır genelde başlıkta..
Ancak bugün gördüğüm bir tanesi çok hoşuma gitti. Facebook'ta not olarak ekliyor herkes ve bir çok arkadaşını tagliyor. Ahanda beni daha yakından tanımak isteyenler aşağıdaki anketi okuyarak amaçlarına ulaşabilirler. Kalın sağlıcakla...

A
- Available: --- For some people yes, for some, no.
- Age: --- 19
- Annoyance: --- Fags
-Animal: --- Dogs and scorpions

B
- Beer: --- Efes Chubby Bottle
- Birthday: --- July 22
- Best Friend: --- Mention with z as a last letter.
- Body Part on opposite sex: --- Ass(honestly)
- Best feeling in the world: --- Ejeculation lol
- Blind or Deaf: --- Blind.
- Best weather: --- Rainy
- Been in Love: --- No.
- Been on stage?: --- Yes
- Believe in Magic: --- Never
- Believe in Santa: --- Never

C
- Candy: --- Yes
- Color: --- Black / Blue
- Chocolate/Vanilla: --- Chocolate
- Chinese/Mexican Food: --- Mexican.
- Cake or pie: --- Pie
- Continent to visit: -- America.
- Cheese: --- Depends

D
- Day or Night: --- Night
- Dancing in the rain: --- No

E
- Eyes: --- Black
- Everyone's got: --- a body.
- Ever failed a class?: --- Yes

F
- First thoughts waking up: --- Breakfast.
- Food: --- Southern Turkish.
G
- Greatest Fear: --- being HIV positive or being arrested.
- Goals: --- Carpe Diem. No goal for the wiseblood.
- Gum: --- Yes
- Get along with your parents?: Yes

H
- Hair Color: --- Black
- Height: --- 191cm
- Happy: --- Depends.
- Holiday: --- Summer
- How do you want to die: --- in an honorable way=suicide

I
- Ice Cream: --- Chocolate, lemon, strawberry, caramel.
- Instrument: --- Vocales and guitar.
J
- Jewelry: --- No
- Job: --- Student

K
- Kids: --- No
- Kickboxing or karate: --- Kickboxing, FULL CONTACT!
- Keep a journal?: --- No
L
- Love: --- Not necessary.
- Letter: --- Never.
- Laughed so hard you cried: --- A lot of times.

M
- Milk flavor: -- chocolate.
- Movies: --- get lost! now..
- Motion sickness?: --- No
- McD’s or BK: -- BK

N
- Number: --- 13

O
- One wish: --- Never had.

P
- Perfect Pizza: --- Hut
- Pepsi/Coke: --- Coke

Q
- Quail: --- No

R
- Reason to cry: --- hmm...
- Reality T.V.: --- No
- Radio Station: --- Last.fm/chillout
- Roll your tongue in a circle: --- No.
- Ring size: --- Get lost, again.

S
- Song: --- Get Lost
- Shoe size: 47
- Salad Dressing: --- What is salad?
- Sushi: --- Hate it.
- Skinny dipped?: --- No
- In the shower?: --- Hot.
- Strawberries/Blueberries: --- Strawberries

T
- Tattoos?: --- 3
- Time for bed: --- Around 1.30 A.M.
- Thunderstorms: --- No problem

U
- Unpredictable: --- When angry.

V
- Vacation spot(s): -- Texas, NOLA

W
- Weakness: --- Lust
- Which one of your friends acts the most like you: --- dunno
- Who makes you laugh the most: --- My pals
- Worst feeling: --- learning from my mistakes
- Wanted to be a model: --- Yes
- Worst Weather?: --- eternal winter.

X
- X-Rays: --- No

Y
-Year it is now: --- 2009
-Yellow: --- Beer

Z
- Zoo animal: --- Lion

LAST PERSON WHO…
1. Slept in a bed beside you? --- don't remember which lady.
2. You went to the mall with? --- my mother
3. You went to dinner with? --- a friend
4. You talked to on the phone? --- a friend
5. Made you laugh? --- a friend
6. Hugged you? --- a friend
7. Said they loved you? --- a friend
8. Held your hand? --- my sister
9. You spoke with? --- my sister
10. you cried over? --- a goddamn mistake.

2 Şubat 2009 Pazartesi

26 Aralık 2008...

O gün ne olmuştu? Ben hatırlamıyorum açıkçası. Ben kusarken yanımda duran güvenlik görevlisine sorabilirsiniz. Ama sağlam olmayan kafayla sahneye çıkıp da sözleri falan karıştıran mal benim. Gerçi hangimizin kafası sağlam o gece, orası da tartışılır... Neyse, bir izleyin, ancak eleştirileri yaparken grubun adam olmadığını da unutmayın. Alkol komasına giriyordum az daha lan konser sonunda...







NOT: Kayıt rezalet, haberiniz olsun. Bir iki de info vereyim,
Tarih: 26 Aralık 2008 Cuma
Mekan: İTÜ KSB
Olay: Dimebag Darrell, Chuck Schuldiner Anma Gecesi