Öncelikle öğrendim ki, aslında "hayal kırıklığı" şeklinde yazılıyormuş bu mevzu. Hatam için özür dilerim. Konuya devam...
-Islak rüyalarımdan her uyanışım bu kategoriye girer. Hele hele "Bu da mı gol değil?" tepkisi veririm ki bazen, o yakarışın içtenliği yürekleri dağlar.
-Kuzenimle, seneler önce gittiğimiz tatil köyünün(rezervasyon ve ödemesi baştan yapılmıştı) Araplar ve havuza giysiyle giren Arap kadınlardan başka kimse tarafından (Ruslar) tercih edilmediğini görmem koyu lacivert bir hayal kırıklığıydı. Üstelik, gecelik 80 Lira da para vermiştik.
-Dershanedeyken(sivilcelerimin zirve yaptığı dönem), hoşlandığım kadına ulaşmanın bir yolunu bulmuştum. Cüzdanındaki Cobain fotoğrafını görünce, hangi sınıfta olduğunu, hangi sırada oturduğunu öğrenip; sıra altına bir CD sıkıştırmıştım. Discman'imi farkedip, teneffüste yanıma geldi ve; "Pardon, bu derslik discman'ini alabilir miyim acaba?" dedi. Tabii verdim discman'i ve ertesi teneffüs; "Biraz konuşabilir miyiz?" diyerek teslim aldım discman'i. Konuştuk, mutlu mesut derse geldiğimdeyse, onu tanıyan tek arkadaşımın "Abi onun 35 yaşında bir sevgilisi var" lafını duymam büyük hayal kırıklığıydı. Zaten o zamandan beri de benden yaş olarak küçük kadınlara ilgi duyamadım. (Bir iki pornstar/American Car Wash cinsi hatun hariç)
-Dün yorumlar sırasında yazmıştım bunu. Sitemizdeki çöpçünün "karnede her dersi pekiyi getirirsen sana çubuk kraker ve kola alacağım" demesi üzerine, dönem sonunda karnemi çöpçüye götürmüştüm. Almıştı adamcağız ancak bunu duyan annemler hemen özür dilemişlerdi adamcağızdan, hatta parasını vermeye çalışmışlardı. Çocuk aklı işte, düşünememiştim adamcağızın gelirini. Yürek burkan hayal kırıklığımdır ve o gün bugündür hep tekrarlarım; "çocuk aklımı sikeyim."
-Birlikte stüdyoya girdiğim gruplarda, müzisyenlerin "aa ben o parçaya çalışmadım" dediklerini duyduğum an hayallerim orta yerinden çatlar, kırılmaktan ziyade... Çünkü genelde çalışılmayan parça playlist'e eklenmesini tavsiye ettiğim ve çok sevdiğim bir parça olur.
-Son günlerini yaşadığını bilmeden, boynuna sarılmak üzere evine gittiğimde; babaannemin erimiş vücuduyla karşılaşmak ve nefes alışverişi sırasında yaşadığı zorluğa rağmen ismimi söylemeye çalıştığını görmek; ağır hayal kırıklığıdır gözümde. Huzur içinde yat.
-Ve bu gecenin sonuncusu... Action-Man aldırmıştım zamanında halama. Kanosu vardı. Ufak da bir motor ilişik kanoya... Kısacası, dönemin en pahalı action man'iydi. Köpekliyle beraber tabii... Aklıma sıçayım ki köpeklisini değil de, kanolusunu aldım. Daha sonra pillerini de alıp, halamla beraber sitemizdeki iskeleye çıkmıştık. Kanonun en ucundaki deliğe yorgan ipliği bağlayıp, kanoyu action man ile birlikte denize attım motoru çalışır bir biçimde. Zerre oynama olmuyordu. Dalgalarda aptal aptal sürükleniyordu kano. Çocuk aklımın yaşattığı hayal kırıklıklarındandır. Zaten daha sonra bir balık gibi kanoyu ve action man'i geri çekmiştim. Zavallı halam bu aksiyonu küvette yaptırmıştı bana ki hiç eğlenmediğimi görünce, yayla evinde kanonun geçebileceği, taşlardan bir yapay nehir yapmaya çalışırken eli yüzü çamur olmuştu. Tabii hayal kırıklığı yaşamadım. Aptal ve çocuktum ancak taşların arasından suyun kenarlara akacağını tahmin edebilmiştim. Muhtemelen halam da tahmin edebilmişti ama ne yapsın, beni mutlu etmek için yenileceğini bile bile savaşa girenlerdendi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder