Google+ boş mideye iki duble viski: Zaman

20 Kasım 2008 Perşembe

Zaman

Hani sıradan bir gün, diye adlandırabileceğimiz günler olur ya, işte onlardan birini yaşamaktaydım. Okul, pc, çay, sigara, yemek derken saat 1.00 olmuştu. Yatmaya hazırlan, dişini fırçala, yarınki dersin yerine ve saatine bak... Adeta bir saat gibi tik tak çalışıyordum, her şey planlı programlıydı. Bu ufak tefek işler bittikten sonra, uyku öncesi sigarayı yakmak ve bir iki şarkı dinlemek için tekrar bilgisayarın başına geçtim. Hafifçe monitördeki saate baktım ve 1.38’i gösteriyordu. Zakk Wylde’ın gitarı ağlatmaya başlamasıyla içine düştüğüm hayallerle dolu dünya, playlistteki ikinci şarkının bitmesiyle yıkılıverdi birden. Sigaram da bitmişti, lakin bir gariplik vardı. Monitördeki saat 1.34’ü gösteriyordu. Aklımdan geçirdiğim ihtimal bile fizik kuralları çerçevesinde bunu açıklayamıyordu. O ihtimal saati başlangıçta 1.28 olarak görmem lakin 1.38 olarak algılamamdı. Ancak saat o an 1.28 olsa bile dinlediğim iki parçanın uzunluğu 6 dakikayı fazlasıyla aşıyordu... Aklım felsefeye gitti, “doğru bilginin sadece duyular aracılığıyla algılanabildiği”ni savunan filozoflara gitti... Düşünceler içinde uyumaya çalıştım. Onu da beceremedim başlangıçta. Yatağımın sallandığını hissediyordum ama uyuşukluk içinde deprem değildir bu, diye düşünüyordum bir yandan da... Uyuşukluk şüpheyi yendi, uykuya daldım. Uyumamla terler içinde uyanmam bir oldu... Saate baktım... 4.38... Yatakta doğrulup gördüğüm rüyayı hatırlamaya çalıştım. Rüyamda –ateist olduğum halde- istavroz çekiyor, bir yandan da elhamdülillah müslüman’ım diye haykırıyordum üstüme gelen şeytana karşı. İronik ve gülünç geldi başta... Sonra yine bir şüphe doğdu içimde... “Bunlar birer işaret miydi?” Şizofren gibi hissederek uykuya daldım. Ertesi gün de ilk dersi kaçırdım, kafamı karıştıran zaman ve rüyalarım sağolsun...

Hiç yorum yok: