Google+ boş mideye iki duble viski: P.O.D.-Payable On Death Albüm Kritiği

20 Kasım 2008 Perşembe

P.O.D.-Payable On Death Albüm Kritiği

Lise döneminde aşırıya kaçarak dinlediğim bir müzik türüydü nu-metal. Limp Bizkit olsun, Korn olsun, Deftones olsun, POD olsun... İyice MTV gruplarına kaçmamaya çalışsam da sonuçta ticari amaçla herşeyi birbirine katan Limp Bizkit, ana-babalarıyla sorun yaşayan blu çağı çocuklarını şarkılarında konu eden Korn ve türevleri o dönem dinlemeye bayıldığım şeylerdi.

Sonra bir anda Matrix Reloaded'ın soundtrackine para verme gibi bir içgüdü oluştu içimde. Rob Zombie, POD, Marilyn Manson gibi isimler yer alıyordu albümde. O albümde beni en çok etkileyen şarkı POD'un Sleeping Awake şarkısıydı. Klibiyle büyülenmiştim, şarkı da çok hoşuma gidiyordu. Hatta o kadar hoşuma gidiyordu ki o şarkıyı lisenin bahar şenliğinde çalmıştık grupla.

Herşey o konserden sonra gelişti zaten. Nu-metal yeni çizilmiş yol gibi birşey oldu benim için o dönem. POD de bu yolu aşmam için tutacağım taksi...

POD tür olarak Christian Rock/Nu Metal diye adlandırılıyor. Doğru ya da yanlış ancak bildiğim birşey var ki, kendi türünde çok başarılı bir grup. Her ne kadar "Elementals Of Southtown" albümündeki imajları "gelsin karılar, alemlere akalım" tarzında olsa da... Bu imajın esas sebebi de nu-metalin rock ile rap'i aynı çatı altına zorla sokmasıydı.

Ancak daha sonra gelen albümler Satellite, Payable On Death ve Testify'da grubun havası biraz daha değişti. Artık liseli kızlara sarkan dinine bağlı yeni yetme çocuk imajından kurtulmuş gibilerdi ki tanıtacağım albüm de POD'nin zirve yapmasını sağlayan albüm.

Wildfire albümdeki giriş parçası, groovy bir ritmle başlıyor ve diğer şarkılardan ayrılmasını sağlayan da güzel nakaratı ve bridge kısmındaki sağlam davul atakları. Olgun bir şarkı esasen...

Will You ile devam ediyor albüm ve bu şarkı akılda kalıcı nakaratı ve riffleriyle dikkat çekiyor. Biraz manitaya söylenilecek şarkı gibi duruyor ki gerçekten de öyle. Genelde açılamadığım hatunlara konserde gözüne bakarak söyleme hayalini kurduğum bir şarkı. Özellikle de şarkının ortasındaki duraklama bölümü cidden hoş. Şarkıdaki clean ve rap katıksız vokale sahip nadir yerlerinden.

Change The World'le devam ediyor albüm. İsminden de anlaşılabileceği gibi bu şarkı biraz daha etrafındaki herşeyi belki dünyayı bile tek bir kelimeyle değiştirebileceğini ima ediyor insana. Veya nakaratta başka birşey diyor vokal olan arkadaş ama ben anlayamıyorum.

Revolution bazı arkadaşların tabiriyle cöncön bir basla başlıyor sonra rapcore etkili vokalleriyle devam ediyor. Bu şarkıda en beğendiğim bölüm ise solo. Çok basit bir şey olsa da hoş bir solo. Solo kısmına gelindiğinde "Of ulan keşke hiç bitmese..." diye geçiriyorum içimden. Sonra vokal giriyor, gitarın soloya devam etmesi ve vokalle beraber şarkıya giren akustik gitar şarkıya başka bir hava veriyor. Albümde tasvip ettiğim parçalardan...

Find My Way albümdeki bir diğer tasvip ettiğim parça. Bu şarkıda da piyano var ekstradan ki şarkının belki de güzel olmasını sağlayan tek şey odur kim bilir. Ancak nakarat kısmındaki "I still got long ways to go, so far away from home" sözleri, Mersin'den İstanbul'a gelirken kulağımda bir bant gibi sürekli olarak döndü.

Albümde bir de enstrümental parça var. Eternal... Her dinleyişimde farklı bir tat alırım bu şarkıyı. Özellikle içilen bir cumartesinin hemen akabinde gelen sabah elimdeki kahveyi ve sigarayı tamamlayabilen tek şarkıydı, ki hala öyle. Artık bu tür müzik beni sarmasa da Eternal muazzam şarkı... "Bu ne lan vilvilvil" demediğiniz sürece dinlenmesi gereken bir şarkı...

Sleeping Awake, Matrix'in soundtracki olan, bana göre POD'nin yaptığı, ve yapabileceği en iyi parça. Matrix'in soundtracki olması için bence biraz da kasmışlar. Çünkü nakarat "Dreaming of Zion awake..." diye başlıyor. Basit bir şarkı belki ama tema olarak diğer bütün şarkılardan ayrı bir yeri var benim için. Nakaratta sadece geri vokallerle değil, davulun zillerinde çınlayan ritmle bile etkileniyorsunuz. Bu şarkıyı dinlerken aklıma hep Matrix'in en aksiyonlu janjanlı sahneleri gelir, ta ki şarkının solo kısmına kadar. Solodan önce ağırlaşan şarkıda, sözler, bas gitarın daha bir ön plana çıkması insana bir kez daha varoluşunu sorgulamasına davet ediyor. Bu şarkıda dikkatimi çeken bir şey var bir soundtrack olmasına rağmen klibinde filmden görüntüler yok. Matrix teması var fazlasıyla ancak hep gönderme halinde.

Diğer kritiklere göre bu biraz farklı oldu çünkü şu anda sık dinlediğim ve dinlemeye bayıldığım bir albüm değil Payable On Death. Nu-metal camiası için arşivlik bir albüm. Hoş, şimdi öyle bir camia da yok, 1990'lardaki nu-metal, şimdiki metalcore'a tekabül ediyor. Tabi bu benim şahsi görüşüm. Site yönetiminin farklı müzik türlerine hoşgörüyle yaklaşalım kampanyasının ilk bölümü burada bitiyor.

Parça Listesi:
1. Wildfire
2. Will You
3. Change the World
4. Execute the Grounds
5. Find My Way
6. Revolution
7. Reasons
8. Freedom Fighters
9. Waiting on Today
10. I and Identify
11. Asthma
12. Eternal

Kadro (Albüm)
Vokal: Sonny
Davul: Wub
Bas: Traa
Gitar: Truby

Kadro (Güncel)
Vokal: Sonny
Davul: Wub
Bas: Traa
Gitar: Marcos

NOT: Orijinalini geçen sene aldığım bu albüm bana Atlantic Records'un adeta gol atmasına sebep oldu. Albümde bonus olarak belirtilen "Space" şarkısı internetten, albüm cd'si bilgisayarın içindeyken indirilebiliyor. CD'nin içindeki iki video da quicktime programının yeni versiyonunu istiyor. Son versiyonunu yükledim yine açılmadı. A........ k............. p......!

Grubun resmi internet sitesi: www.payableondeath.com

 

Hiç yorum yok: