Arkadaşlarımla beraber ortalığı yalandan toplamış, eve dönüp sabahın keyfini çıkarmıştım.
Uyandığımda ilk iş Gizem'e nasıl olduğunu sordum. Toparlanmıştı, uyanmıştı. Açtı... Sarıyer'e gidelim, dedim. Yola çıktım. Tam yedide buluşacaktık.
Evimden Sarıyer'e gitmek, arabasızken tam bir belaydı. Ancak doğru saatte doğru yerde olmama rağmen Gizem beni yaklaşık yarım saat bekletmişti. Gizem doğru insan değildi ve bu barizdi; yılın ilk gününe bekletilerek giriyordum ancak kaşımaktan da kendimi alamıyordum. İlla o yarayı kaşıyacaktım.
Yemeklerimizi yiyip dağıldık. Evde, doğru planı yapmaya başladım. Arabası olan bir arkadaşım vardı o zamanlar. Ona, beni ve Gizem'i bir akşam güzel bir manzaraya götürüp götüremeyeceğini sordum. Cevabı netti: "Kapıyı bana açtırmayacaksan problem değil, götürürüm."
Hemen bir şişe viski almaya çıktım. İki bardak hediyeli bir şişe Black Label hazırdı. Bir de Biletix'ten, yakın zamanda gerçekleşebilecek bir Teoman ya da Şebnem Ferah konser bileti araştırdım. Bunları severdi çünkü. Viskiyi içip kelle bir şekilde konsere gitmek uygun olacaktı her şey için. Her şey harika olacaktı hatta.
Ev arkadaşım ara ara gelip şişeyi açmak istiyordu. Ben de uzaklaştırıyordum, bu atakları savuşturuyordum. Ertesi gün, midesi yine bozulduğu için Gizem'in yanına gittim. Yurdunun önünde birer kahve içtik. Sohbet ettik, muhabbet ettik. Vakit geçirdik, sadece yarım saat kadar.
O bile yetiyordu bana, çünkü kördüm.
Eve döndüm, bilgisayarımın başına kuruldum. Human Pets diye bir oyun vardı eskiden, Facebook eklentisiydi. İnsanları alıp satardın; hayvan gibi. Gizem'inse fiyatı deli gibi artmıştı. Çünkü herkes onu almak istiyordu; bense izin vermiyordum. Aynı zamanda herkes beni de almak istiyordu ancak o beni bırakmak istemiyordu oyunda. Birbirimize sahiptik; "soulm8" yazmıştık birbirimize takma isim olarak. (soulmate=ruh ikizi) Kafamızı sikeyim, biz de az salak değilmişiz...
Oyunda biraz vakit geçirdikten sonra MSN'i açtım. Biraz konuştuk, sonra ben FM oynamaya başladım. FM'yi kapatıp masaüstüme dönünce zaten son kale de düştü...
İletisinde şu yazıyordu: "Buldum, buldum! KafePi'deki çocuğu buldum!"
Hemen, ileride yakın arkadaş olacağım bir kadına; beni satın almasını söyledim; Human Pets'te. Akabinde bu yabancı kadın, benim fiyatımı da yükseltti ve Gizem beni satın alamadı. O, kadına neden böyle yaptığını sordu ve bunun tamamen benim kontrolüm dahilinde gerçekleştiğini öğrendi.
O, bunu öğrenene kadar; ben, beni ilk reddettiği zaman içtiğim şişeyi bulup etrafına bir not iliştiriyordum. Az çok; yapmayı planladığım sürprizi, dolu şişeyi içtiğimi, bu boş Black Label şişesinin de önceki kuyruk acımda içtiğim şişe olduğunu anlatmıştım notta.
Oysa direkt sordu; neden?
Her şeyi anlattım. Her şeyi... Arkadaş kalamaz mıyız?
"Hayır kalamayız, bir senem cehennemde geçti seninle arkadaş kalarak; seni kıskanarak." dedim. Peki şimdi ne olacak, dedi; "birbirimizi görmezden geleceğiz." dedim.
Hakikaten de böyle oldu.
Aylarca ağzımızı açmadık. Ben zaten bambaşka arkadaş ortamlarına giriyor, konserlere çıkıyor ve o konserlere Gizem'in gelmesi için her gün yırtınıyordum. Bir şekilde öğrense ve gelse; Pantera'dan This Love söyleyen beni sahnede görse; gözünün içine baka baka devam etsem; "You keep this love fist, scar, break" şeklinde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder