Google+ boş mideye iki duble viski: Glikozla kuvvetlendirilmiş mısır tarlalarındaki anason aroması 1

12 Mart 2013 Salı

Glikozla kuvvetlendirilmiş mısır tarlalarındaki anason aroması 1

Kafa açtı, farkındayım.
Ancak yeni serinin ismi de bu olacak artık. Fikirse tamamen sevdiğim üç temel sıvıdan çıktı. Anasonu açıklamama gerek yoktur zaten, mısır ise burbonun hammaddesidir. Peki glikoz?
Hah onun açıklamasını güzelce yaparım bak, kısa kısa kesmeden.
Adam akıllı ilk biramı on bir yaşındayken, ilkokuldan iki arkadaşımla oturduğumuz apartmanın tavan arasında içmiştim. Efes 33 cl kutu. Hatta arkadaşlarımdan biri, diğer arkadaşımın birasına işemişti korkudan da tüm keyfimiz kaçmıştı. Aptal herif...
Sanırım özellikle Tuborg içtiğim tek bir yaz oldu. Yaş on dört; aklımız fikrimiz bici bicide, kokoreçte, birada ki farkındayız; kızlar konusunda bize ekmek çıkmayacak. Yarım litrelik Tuborg şişelerinin yanında Amigo soslu fıstık verilirdi. Sırf cipse ya da fıstığa ayrıca para vermemek için Tuborg'a sarmışlığımız da olmuştu işte o yaz.
Ancak dedim ya, o yaz dışında asla Tuborg benim biram olmadı. Kamyoncu(tombul şişe), premium şişe, Extra(hala kırmızı Tuborg'a tercih ederim), kutu... Benim biram hep Efes oldu. Küçükken bunun sebepleri arasında muhtemelen Efes Pilsen basketbol takımına sempati duyan bir Galatasaraylı olmam da yatardı ancak Tuborg'un da basketbol takımı vardı ve Asım Pars dışında Türk basketboluna hiç bir şey katmamıştı. Hoş, Asım Pars da pasör uzun olmasının yanında bir steps kralıydı...
Gel zaman git zaman, biram sabit kaldı benim. Arkadaşlarım büyüdükçe, Heineken'leri, Carlsberg'leri, Beck's'leri tercih etseler de, ben birama sadık kaldım ılıklar Miller, Mariachi'ye tanıştıkları anda aşık olan; hayatında ilk kez hayat kadınına giden bakir erkekler gibi davransalar da...
Ani bir atak geldi işte Tuborg'dan iki sene önce. Tuborg Gold; şekilli, açma halkalı şişesiyle parlıyordu. Bir aparküt daha; Efes Pilsen yerlerdeydi. Efes'in içinde glikoz şurubu vardı, Efes "IIIIY" idi. Efes lanet olasıca bir biraydı. Efes içen ezikti, Efes içen şöyleydi, Efes içen böyleydi... Tekel Birası'nın yerine çıkarılan Bomonti bile Efes'i kurtarmaya yetmeyecekti; Behzat Ç. birası şeklinde geçse de...
Ben hala yılmadım, hala Efes dışında içtiğim biralar; benim damak tadım için sudan ibaret; boş beleş biralardır. Arkadaşlarımı yargılamayı da sevmem fakat iki sene önce Efes'in tombul şişesini profil fotoğrafı yapan sapların şimdi öve öve bitiremediği Tuborg Gold'a tapınması ayrıca sinirimi bozuyor.
Hepsi, ama hepsi karaciğeri bitiriyor; merak etmeyin. Lakin, Tuborg Gold yerine cafcaflı reklamlı, janjanlı şişeli bir atak yapsa Marmara Gold; onun da peşinden saatlerce koşacaksınız işte, bilmiyor muyuz?
Konuya dönelim. Evet, 3 numara buydu. Yani içmekten en çok keyif aldığım üç numaralı içki de buydu. Glikoz şurubu katkılı Efes Pilsen. Şu saatten sonra da değişeceğimi veya "tercihlerimin" değişeceğini sanmadığım için bu dizi böyle başlıyor.
Siz Tuborg Gold biralarınızdan vazgeçmeyin iki üç sene daha; ta ki yeni bir marka bünyenizi ele geçirip Tuborg'la ilgili bir gerçek daha ortaya çıkarana kadar; lakin biz böyle iyiyiz. Anladınız mı? 

efes pilsen açık hat ekibi'nin mesajıyla gelen edit: adamlar p.r. konusunda resmen çalışıyorlar. mesaj attılar ekşi sözlük üzerinden. şeker pancarından elde edilen doğal şeker kullanıyorlarmış. glikoz şurubnunuysa sadece türkiye'de stokların yetersizliği sebebiyle 2008-2009'da bir yıl kullanmışlar. benimle tanışmak ve fabrikalarına davet etmek istediler bir de. gerçi bu otomatik bir mesaj da olabilir ama hoş bir şey sonuçta :)
 

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bir ara Tuborg Fıçı'ya sarmıştım ben açıkcası, neden bilinmez, değişiklik yapmak için belki veya kolay açıldığı için (o zamanlar çakmakla bira açarken pek bir sıkıntı yaşardım); ancak 3-5 zaman sonra orada burada türlü "dünyaca ünlü" ya da "ünsüz ancak kaliteli" bira içtim vesaire ama 'Efes kamyoncu'nun tadını hiçbirinde bulamadım.