Bir süre devam etti, bu halde. Hesapta arkadaşız ancak benim içim yanıyor tabii... Bekledim, erketeye yattım kısaca. İnsanlar gelip gidecekti, o bu gelip gidenleri görecek ve bana dönecekti. Planım buydu. Ulan ben bu kadını favori barıma götürdüm bir de bu arkadaşlık konumundayken.
Sigara yasağı yoktu o zamanlar. Rahat rahat sigara içilebilen, istediğim her şeyi çalan bir bardı o zamanlar Thales. Tek şubeydi ve tek katlıydı. Onu ve ılıktan hallice arkadaşını bir gün Thales'e götürmüştüm. Sanırım, okul kayıtlarımızın olduğu zamandı.
En sevdiğim iki şarkıyı istemiştim işletmeciden, çalması için. Incubus'tan "Drive" ve Oasis'ten "Wonderwall". Çaldı, sağolsun. O an Gizem'in gözlerinin parlaması, görmeye değerdi. Sadece onu mutlu edebildiğim için, mutlu olmuştum.
Yılbaşı geldi çattı. Yani bizim o boku yememizin üzerinden bir sene geçmişti neredeyse. Yılbaşı partisi düzenliyordu kuzenim. Sevgilisinin evinde düzenlenecek partiye onu davet etmemin tek sebebi; kendisiydi. Ancak onunla birlikte gelecek saplardan haberimiz yoktu o sırada. Yeterli mazotu çantama koydum; onu ve kızlı erkekli arkadaş grubunu kampüsten aldım ve parti evine doğru yola çıktık.
İçtik, içtim, içildi. Saat 12'yi göremeyecek duruma gelmiştim. Sarhoştum, iyiydim, dünya da umrumda değildi; o da... Beraberimde getirdiğim kadınlardan biriyle yatağa girdim. Parti evinin partiye en uzak kısmında içtiğim için; yanıma gelmişti. "Hani eğlenecektik?" diye bağırdı önce. Ben de onu kolundan tuttum; eğlence burada diyerek en yakın odaya götürdüm. Sadece öpüştük. Göğüslerine uzandığımda "Elini çek!" dedi. Elimi çektim, üstüme çıktı, biraz sürtündü ve bir anda durdu; sanırım durduğu an, boşaldığı andı. "Neden durdun?" dedim, "Anlamsız geldi." şeklinde anlamsızca olduğunu düşündüğüm bir cevap verdi. Boşalmıştı. Üstümde gidip gelerek... Aptalca, çocukluk, lanet olası çocukluk.
Bir mesaj geldi...
Gizem'den.
"Sevişiyor musun ne yapıyorsun bilmiyorum ancak içeri gelmeni istiyorum! Hemen!"
İçeri gittim, gömleğimin düğmeleri bile bağlanamamış halde. Odadaki kadınaysa; "Benden beş dakika sonra çık ki, belli olmasın." demiştim.
Gizem... Lanet olsun ki kusuyordu. Midesini bozmuştu. Önce kendim kustum. Ardından Gizem'i aldım. Önceki kadınla yattığımız odaya ve önceki kadının yanına. İkisinin arasına ben kıvrıldım. Elimde Tansaş poşetleriyle. Buruşuk lanet poşetleri elimde tutarak, Gizem'e yardım etmeye çalışarak geçirdim gecemi. Sordum, bir ihtiyacın var mı cinsinden soruları.
Sabahın altısına kadar uyumadım.
Uyandığımda ise Gizem'in lanet olası arkadaşları "Hadi gidelim!" cinsinden darlıyorlardı onu. İki kadının ortasında uyanmıştım ancak senaryo tam olarak bu değildi. İki kadın da, aynı anda uyandılar ve gittiler.
Yine yalnızdım, ama son kartımı oynamamıştım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder