2011 yazının sonlarına doğru bitirmiştim kitabı. Türkiye'de herhangi bir kitabevine gidip bu kitabı sorduğunuzda alacağınız cevap basitti o zamanlar: "Ha, 'Siktir Et' isimli kitabı mı soruyorsunuz?"
Alakası yoktu. Kitabın Türkçe'ye çevrilmiş halinde bile isim olarak "Fuck Up" yazıyordu. Aslında ismi "Sikik" olabilirmiş, şimdi düşününce aklıma bu geldi.
Gelgelelim, ilk okuduğumda çok etkilenmiştim kitaptan.. New York'ta yaşayan bir sikiğin anılarından ibaretti kelimeler, cümleler, paragraflar...
Ancak şimdi etrafıma baktığımda, arkadaşlarımı ve birlikte dışarı çıktığım insanları gözlemlediğimde; birlikte olmaktan keyif aldığım kadınları izlediğimde; en az o kitabın ana karakteri kadar büyük bir "Fuck Up" olduğumu görüyorum. Hoşuma gidiyor evet. Ancak biraz kekremsi... Hayallerini kendi ego okyanusunda boğulduğu için gerçekleştiremeyen, çirkin bir dış görünümü olan, rezil rüsva bir adamım. Aşağılık kompleksim değil; iri, irin ve cerahat dolu bir sivilce, çıban büyüklüğünde komplekslerim var. Ego, gurur ve "göt kalkıklığı" anahtar kelimeler ve ben yürüyorum. Yürümeye çalışıyorum daha doğrusu... Attığım ilk adımı göremedim, ailemin doğduğum zamanda para verip alabileceği bir video kamerası olmadığından ötürü. Ancak o günden beri yürüyorum işte; evrim geçiriyorum. Beynim sulanıyor bazen, gözüm seğiriyor, sigarayı tersten yakacak kadar aptallaşıyorum, Attığım adımlar geriye oluyor.
Ya da ne bileyim, bir şeyler aklımı kurcalamaya; beynimi kemirmeye başlıyor. Uzun süre etkisinden kurtulamıyorum. Sadece şimdiye kadar attığım hiç bir adımdan pişmanlık duymadığımı fark ettiğimde rahatlıyorum; duruluyorum.
O durulma anında bir şarkı çalıyor hep aklımda... Kyuss'tan; Demon Cleaner. Sanki Garcia geliyor ve iblislerimle sürdürdüğüm savaşı görüyor ve onları yok ediyor. Dedim ya, garip...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder