Google+ boş mideye iki duble viski: Akşamdan kalma tesirli metropol notları 30

13 Şubat 2013 Çarşamba

Akşamdan kalma tesirli metropol notları 30

"Milan Baros, Milan Baros oley oley oley!" 
-Yıllar önce; Çek, 1.94 boyunda bir kadınla birlikte olmuştum. Arkadaşlarım ona "grekoromen" güreşçisi diyordu. Bense onu fazlasıyla beğeniyordum. İlk kez benden uzun biriyle birlikte oluyordum. Garip zamanlar; 2010 yılı ve sivilcelerle dolu bir yaz... Tanıştığımızda aramızda bir şey geçmedi, zaten Kocaeli'nde falan çalışıyordu sanırım, ne alaka olduğunu bile hatırlamıyorum. Ayrıntılar bir sis perdesi... Bana, sadece benim için bana geldi biz tanıştıktan on gün sonra. Hava o kadar sıcaktı ki bende kaldığı ilk gece birlikte olmamıştık. Kan ter içindeydik, bilgisayardan video izliyorduk ve "seks öncesi sessizlik" hakimdi gecenin ilerleyen diğer saatlerine. Ertesi gece dananın kuyruğu kopmuştu, ama öpüşmeye başladığımızda bir an durdu; arkasını döndü ve gitti. "Hemen geliyorum gözlerini kapat!" dedi. Döndüğünde üzerinde sadece bir Çek Cumhuriyeti milli takımı forması vardı. Milan Baros... Üzerime çıktı, formayı çıkardı ve suratıma fırlattı. Kokusu bile farklıydı. "Forma sende kalabilir." diyerek devam etti.
Baros, bugün itibariyle Galatasaray'dan ayrıldı. Benim için hem futbolcu olarak, hem de bu güzel kadınla beni tanıştırdığı için yeri ayrıydı. Hoş, sonuçta ne Nad'a kaldı, ne Baros. Nad'a yurtdışında bir yerlerde çalışmaya gitti, Baros ise Çek Cumhuriyeti'nde, Banik Ostrava'ya döndü.

"Kadının yatakta iyi olup olmadığını, tecrübesi değil; sizi ne kadar sevdiği ya da önemsediği belirler."
14 Şubat'a özel özlü söz olsun bu da. Hayvan gibi "bilocan" bekleyen, terli ve kıllı aletleriyle boylu boyunca uzanan ve iki dakikada minik penislerinin ucuna "su yürüyen" abazan erkeklerimiz için gelsin. Siz, "Doğru düzgün yap lan şunu!" diyince doğru düzgün yapmayacak kadınınız hiç bir şeyi. Bir de, siz onun için aynı şeyi yapıyor musunuz? Feminist değilim, ancak ayılığınız yüzünden bir çoğu; cinselliğini yaşayamıyor. Kadın erkek farketmez...

"Acaba eskortlar çalışıyor mu 14 Şubat'ta? Sevgilim olmadığı için 14 Şubat'ta para harcayabileceğim bir mecra yok. Sonuç olarak Sevgililer Günü dediğiniz; para harcağınız ve gecenin sonunda seks yaptığınız bir 'özel gün' değil mi?"
14 Şubat ile ilgili "düz" yorumlarımdan sadece biri. Aforizma üretmeye çok yatkın olduğum söylenebilir.

"Türk'üm, Müslüman hatta Sünni'yim, 1.91 boyundayım, vücudumdaki yağ oranı yüzde sekiz, sağlam bir üniversitenin sağlam bir bölümünde yedi senedir de olsa okuyorum, ama hala yalnızım! Ben neden yalnızım ulan?" 
Etrafımdaki ilişkilere, çiftlere, sevgilisini döven hayvanlara, sevgilisini aldatan kaltaklara bakınca sorduğum soru. Ya ben çoktan delirdim, ya da atı alan Üsküdar'ı geçti. Şans kapıyı bir kez mi çalıyor, yoksa gerçekten istediğimiz, ideal olduğunu düşündüğümüz insana da kapıları kapatıyor muyuz vakti gelince? Bilmiyorum. Kimseye kapı açmamak ve "Nasılsa gidiyorum." demek en güzeli gibi geliyor. Gitmemle dönmem bir olacak belki de; ama ne bileyim. "Ne gerek var?" dese de beyin, bazen yalnızlıktan sıkılıyor işte bünye.

Notlardan bu kadar, şimdilik...

Hiç yorum yok: