Google+ boş mideye iki duble viski: Beyin Kemirgenleri Bölüm: 35

14 Ağustos 2012 Salı

Beyin Kemirgenleri Bölüm: 35

Çok takipçim yok. Olmasa da olur zaten. Ancak burayı, veya Facebook'umu, veya Twitter hesabımı takip eden bu kadar insan arasında gerçekten değer verdiklerim de var. Aile, arkadaşlar, kadınlar(evet bazı kadınlara gerçekten büyük değer veriyorum böylece bana seksist damgası yapıştıramıyorsunuz) var, gerçekten sevdiğim bir düzine insanın içinde bulunanlar.
Yazdığım her yazıda, veya attığım her kısa iletide zaten ne olduğumu; neyle dalga geçtiğimi bir nebze belirtmeye çalıştım bu boka başladığımdan beri. Asosyal, seksomanyak(saksomanyak?), kadın delisi, yalnız, boş gibi bir çok sıfat aldım. Hak ediyorum da bir çoğunu. Umursamıyorum da sıfatları, tanımadıklarımdan gelenleri; veya yukarıda bahsettiğim çevrenin dışından gelenleri... Ancak o çevreden -üslup ve kimi zaman da içerik- yüzünden aldığım ağır(harbi ağır) eleştiriler bazen bitiriyor beni. Çöküyorum ve güvensiz hissediyorum.
Bunu okuyan herkese belirtmek istediğim tek bir şey var. Sadece eğleniyorum. Yani sizin dışarıda gece kulüplerinde, bilgisayar oyunlarında, sinemada veya standart arkadaş buluşmalarında yaptığınız şeyi yapıyorum. Benim hayatımda çok fazla etken yok. Benim hayatımda çok fazla insan yok. Benim hayatımda amaçsızca dışarı çıkmak yok. Benim hayatımda gece kulüplerinde onlarca haplanmış dangalağın arasında dans etmek yok. Benim hayatımda Machine gibi, 365 gibi mekanlar yok belirli olaylar dışında(belirli olay=doğum günü, hatır meselesi vs).
Böyle eğlenmemin kiminin kırılmasına sebebiyet vereceğini biliyorum ve yazdığım her yazının sorumluluğunu alıyorum. Ancak siz de bazı şeyleri anlamıyorsunuz. Basitliği veya şurada yazdığım üç beş kelimeyle eğlenebildiğimi, içimi dökebildiğimi veya hayatımda yaşadığım en iyi orgazmı her yazının son noktasında yaşadığımı, tuşları bile doğru düzgün çalışmayan; tutukluk yapan bir daktilonun başında geçirdiğim vaktin haddinin hesabının olmadığını ve her yazdığımı yayınlamadığımı, bu işten beklentilerimi uzun zaman önce sıfırladığımı, rol modeliniz olmadığımı, herhangi bir hareketin liderliğini üstlenecek karakter olmayacağımı, çevrenizin örnek olarak gösterdiği adam olmayacığımı, argo veya cinsellik içerikte olmadığı zaman bir şeylerin eksik kalacağını, gerek eleştirmenlerden(evet uzun zaman önce bir iki eleştirmen, editörle yazmak üzerine konuşmuştuk, yazdıklarımı paylaşmıştım) gerek yakın çevremden gelen "aslında küfür, argo, cinsel ifadeler kullanmasan bir yerlere gelebilirsin." tavsiyesine rağmen bir yerlere geleceksem de kendi 18+ üslubumla gelmek isteyeceğimi anlamıyorsunuz.
Hadi sıradan insanlar, beni tanımayanlar ve benim sallamadıklarım anlamazsa anlamasın da, neden siz?
Veya dediğiniz yoldan gidip geçmiş üzerine anılar paylaşarak, doksanlar ruhunu akla getirerek; efendi bir üslupla yazarak, değiştirerek; yazıların orijinallerindeki argo ifadelere bakarak kendimi çürütüp yüzlerce takipçim olmasına sevinebilir miydim? Veya her şeyi bıraktım; ben böyle yazsaydım; sizce eğlenebilir miydim?

Hiç yorum yok: