Google+ boş mideye iki duble viski: Melancholy Man

4 Ocak 2013 Cuma

Melancholy Man

Zamanında, başlıktaki parçayla ilgili saçmalamış ve karalamıştım.
"Can Gox ve Kaybedenler Kulübü sebebiyle bu parçayı tanıyorsanız, görüşmeyelim." cinsi bir şeydi. Evet, klasiklere; iki Türk filmi veya yabancı film üzerinden saygısızlık yapılması en . Sırf bu yüzden, burada parçayı paylaşmayacağım bir Tumblr kadını gibi. Daha önce dinlemediyseniz, araştırıp bulursunuz. Bulamazsanız da umrumda olmaz aslen.
Yazmayacağım demiştim, Twitter'daki kısa cümlelerle geceyi bitiririm demiştim. Bitmedi, dökülemedim; veya lanet kurtlarımı dökemedim. Meyhanede dinlediğiniz son şarkı veya içtiğiniz son içki, her zaman kusmak istediklerinizi içinde barındırır.
Şimdiye kadar girdiğim tüm dipler adına, şunu salladım ben Ekşi Sözlük'e.

"en azından sözümde durmuştum ben. ki hep "bunu" sevmiştim ben. sadece öpülen, ertesi gün uzaklaşan kadınları. çünkü onlar "vardı."gerisi ise, yoktu. basitti. çünkü ben onları gittikleri için sevdim, gidecekleri için onlara aşık oldum. pişman değilim. aşık değildim. ama imkansız birliktelik fikrini seviyordum, hep de sevecektim. kimi ölecekti, kimi gidecekti. bense sabah yedide, onları düşünecektim; elimde yapışmaktan vazgeçemediğim bir içki şişesi, ağzımda leş bir sigara. uzak iyiydi, can yakıp giden uzaktan iyiydi her zaman. sonunda meyhanede biteceğimi bile bile yaptığım hatalardan olmayacaklardı. sadece "özleyeceğim" hatalarımdı onlar benim. öyle kaldılar. kaybedeceğimi bile bile giriyordum. çünkü onlar temiz çarşaflar içindelerdi, beni beklemezlerdi. geleceğim olan kadınlarsa, çoktan gitmişti. çünkü en azından birilerine karşı değil,bazı durumlara karşı kaybediyordum.saf arabesk, saf acı; iniş çıkışlardan her zaman iyiydi.eyvallah."
Ekşisözlük'te yazılan hiç bir şeyden sorumlu değilim, bu hariç. Gün gelir, benimseyiverirsin. Kısa cümlelerle, 140 karakterle bir yazıt ayarında yazdığın saçma sapan bir şeyi... Aslında saçmalamışsındır ve sadece vücudundaki alkol oranından ötürü o; bir döneminin aforizması olur. 
Kendimi de, metabolizmamı da, lanet olası hayatımı da hepinizden daha iyi çözümleyebiliyorum. Çünkü farkındayım. Ne istediğimin veya ne istemediğimin farkındayım. Ters düz giden hayatımın farkındayım. Başarı ve başarısızlıklarımın farkındayım. İçinde bulunduğumu düşündüğüm hapishane hayatının farkındayım ki merak etmeyin; benden çok daha kötü durumda olan gençlerden, çocuklardan haberim de var. Kısacası ben kendimi çoktan çözümledim. 
Ancak, derler ya, insan arkadaşına psikanaliz veya psikoterapi yapamaz diye. Dibini yaşıyorum işte o durumun. Analiz edebiliyorum, aynaya bakamadığım suratımı analiz edebiliyorum. Yaptığım hataları analiz edebiliyorum ancak bazen durulamıyorum. Bugün de onlardan birini geçirdim sadece ancak farkındayım, o "imkansız"ı oynamak istediğimin farkındayım her basamakta. Çünkü, bunun için doğduğumu hissediyorum; her ne kadar çevremdekiler tersini hissettirmeye çalışsa da... Kartlar açılır ve asla yüzüne gülmez. Ancak sen doğuştan bir kumarbazsındır ve her ele "Rest" girersin. Ama her ele rest girmek, kazanan ya da kaybeden olduğunu umursamadan; kasadan yemektir. Kasada ne var ne yok yediğimin farkındayım. Bir fahişe olarak karmanın yakamda olduğunun da farkındayım evet, lakin; "Önemli olan yarışmaktı."; sizin aptalca aşk, flört oyunlarınızın altında taktığınız standart maskerlerden bağımsız.
Dönelim mi o zaman yine aynı parçaya? "I'm a melancholy man..." 

NOT: Bir süredir karalayıp siliyordum, emin olamadığımdan. Yakında, çok yakında karalayıp sildiklerimi de toparlayıp yapıştırırım. Üzgünüm, ama denedim. Dizginlemeyi, sevmemeyi, sevişmemeyi, yazmamayı, yazdıysam da gizlemeyi. Olmadı, yapamadım. 

Hiç yorum yok: