Bu hikayeyi anlatma gereği duymamın sebebi, Twitter'daki kardeşim Can Erol'dur. (@canerrol) Blog adresimi sevdiğini söylemiş, ben de hikayeyi anlatma gereği duydum.
Öncelikle, bu adresin telifi bana ait değil. Hatta, telifi birine aitse de ağzına sıçayım onun. Bu adresi seçme sebebim, yıllar öncesine dayanır. 2006'da, üniversiteye girmeden önce; bol bol dergi okurdum. cnbc-E'nin dergisini bile alırdım, bütün L-Manyak, Lombak'lar ile beraber. İşte cnbc-E derginin, o zamanlar; müzik kısmı da olurdu, radyo Eksen sponsorluğunda. Helldorado'yu tanıtmak adına, "boş mideye iki duble viski" kıvamında bir grup, demişlerdi. O ara, aklıma kazındı bu tanım. Daha on altı yaşındaydım ve toplasan üç kez viski içmemiştim. Aama dedim ya, aklıma kazındı, hatta gaza getirdi.
Ablam o ara İrlanda'da bir konser vermiş, dönüşünde de babama bir şişe İrlanda viskisi getirmişti. Derginin ilgili kısmını okur okumaz, o şişeyi açtım. Kendi başıma. Anneannemden aldığım minik çay bardağını, shot bardağı niyetine kullanarak; iki değil, on iki duble içtim belki de... Kusup, ağzımı yüzümü sildikten sonra da pert olup yatağa girmiştim. Evde tektim ve saat akşamın altısı bile değildi...
Ertesi gün, babam kendine viski doldurup; üzerine de su katarken utana utana;
-Biraz da ben içeyim mi?
-Sus ulan eşşoğlueşşek! Yarısını içmişsin zaten!
-Bari üstüne su katma, direkt buz koy. Öyle içilmez.
-Hayır, ben böyle içerim.
Tabii seneler sonra öğreniyorum, o füme kokusunun daha derin alınabilmesi adına, viskinin üzerine bir iki parmak su katıldığını. Dedim ya, on altı yaşındaydım ve her boku bildiğimi sanıyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder