Google+ boş mideye iki duble viski: Beyin Kemirgenleri Bölüm: 28

18 Şubat 2012 Cumartesi

Beyin Kemirgenleri Bölüm: 28

Yazın, on numara bir hayat geçirirken (roaccutane, içki sigara yok, sevgili var); ara ara çok darlanırdım. İçip, sakinleşemezdim, yasaktı. Sigaraya bulaşmak istemiyordum. Spor yapmak da sinirlerimi gevşetmemeye başlamıştı bir yerden sonra.


"Everybody shut the fuck up please?!" yazmıştım iletime. Yerli, yabancı; tüm arkadaşlarımı, tanıdıklarımı susturmak istemiştim. İşe yaramamıştı belki, hatırlamıyorum. Evde boş boş takılmayı, yalnızlığı sevmiştim bir süre.


Yazın geçirdiğim dönem, tam tersine döndü. Sevgili ve roaccutane yok; ki "sevgili" kelimesi uzun zamandır uğramıyor buralara, içki var, sigara var. Sapıtma arefesi... Ve herkes susuverdi bir anda. Bu sefer kontrolüm dışında olduğu için, sinirimi bozdu birazcık. Aslında tam olarak kontrolüm dışında da değildi, sonuçta bu noktaya ben getirdim herkesi.

"Akşam ne yapıyorsun?" sorusunun cevabı; "Meyhaneye gider içerim herhalde veya evde takılırım" oldu sabit.
"Sabah kahvaltıya gidelim mi?" - Takdir edersiniz ki, bu soruyu bana soran, keyif sigarasını içen bir kadın olmadı asla. Genelde eş dostun alkol sonrası sorularındandı... "Yok..."
 "İçmeye gidiyorum ben Taksim'e, geliyon mu?" ev arkadaşım, hep davet eder. "Yok."

Sadece maddiyat değil esasen problem, ama inancımı yitirmeye başladım eğlence anlayışlarına, kadınlara, muhabbetlere, cinselliğe, ilişkilere... Temelinde de, bilinçaltımdaki sebep yatıyor; biliyorum. Ondan iyisini de bulurum, biliyorum. Fakat kasedi geri sarmak çok zor geliyor artık. Tekrar spor salonuna dönmek, sigara ve alkolden uzaklaşmak, yeni bir kadınla tanışmak ve onunla bir çok şeyi paylaşmak.. Zaten, kasetler böyledir. Bir tarafa doğru yavaşça sararken, bir tarafa doğru sarması güçlük çeker kasetçaların.

Dolayısıyla, "eğdim başımı, usul usul yürüyorum." bir sonraki şarkıyı umarsızca bekleyerek. Çünkü albüm yeni, bir sürü yeni parça olacak elbette; ama hiç birinin ne olduğunu merak etmiyorum. Kafam bir şarkıyı loop'a almış, döndürüyor.

"I'm afraid of my fade away..."





Hiç yorum yok: