11 Şubat 2012 Cumartesi
Karavana Bölüm: 3
gülşah diye bir hatun vardı. doğumgünü partisine çağırmıştı arkadaşım. (bir önceki fotoğraftaki doğumgününden bahsetmiyorum)
biz de gittik böyle kalabalık bir grup. içine kapanık bir arkadaşıma üç beş "pick up skill" göstermeye çalışmıştım gülşah la tanıştıktan sonra. velhasıl, numaralarımı üzerinde uyguladığım rus hatun; oraya yaka bağır açık gezen sevgilisiyle birlikte geldiği için, ortam bir anda gerilmiş, gözler üstümde toplanmış, gülşah da izleyen gözlerden biri olup etkilenmişti. ha rus hatun eğleniyordu tabi, eğlenmeyip de napacak amk; zaten hangi rus'a sorsan moskova'da yaşıyor, bir tane köyünde yaşıyorum diyenini duymadım.
akabinde, gülşah benden etkilenmiş olacak ki, ertesi gün facebooktan ekleyiverdi. ancak "in a relationship with hasan hüseyin" yazısını gördükten sonra, "friendzoned" olacağımı düşünmeye başlamıştım. ve hakikaten de öyle oldu. kafa açtı günlerce, haftalarca, aylarca. bir iki kez görüştük, sonra sevgilisinden ayrıldı. evet, zaman benim zamanımdı, yap hamleni evlat!
ve bana "yo dostum yoo" diyen de yoktu. thales'in altındaki girişte bir mekan var. bohem olması lazım adı, emin değilim. oturduk bir gün bohem'in üst katına. bizden başka kimse yok. muhabbet ediyoruz, dalga geçiyor benimle; "en son yazın görüştük ve benimle konuşurken göğüslerime bakıyor ve dudaklarını ısırıyordun" dedi. ben tabi kıvırmacalar falan... dedim ki yanıma oturursan tabii ki de göğüslerine bakarım çünkü iriler. "nasıl yanına oturursam, böyle mi?" dedi ve oturdu. ben tabi öküzoğlu öküz, "evet" dedim. konuşmaya devam ettik, sonra döndü bana ve dedi ki "mahmut sen gay misin? değilsin. beni beğenmiyor musun? neden böylesin?"
şok olmuştum. "ne alakası var?"
"belki aramızda bir şeyler geçer diye yanına geldim oturdum, elimi bile tutmuyorsun." seksi bir kıyafet vardı üstünde. mini etek ve beyaz gömlek. zaten oldum olası (evet, mevzubahis olay geçerken 20 yaşındaydım) olgun kadınları beğenmişimdir çünkü o da 26 falandı olay cereyan ettiği sırada.
neyse, "vur" emrini aldıktan sonra saldırdım tabii ki. biraz öpüştük. akşam eve gelmedi. arada bana vermeyeceğini söyleyerek şaka yaptı. şakalar devam etti, sonrasında da ben resti çektim yeter diye. ne ilişki geçti aramızda, ne de o öpüşmeden sonra herhangi bir şey. tam olarak ne istediğini bilmiyordum onun, sanırım buradan kaynaklanıyordu her şey diye düşüneceğim de, kendim de tam olarak ne istediğimi bilmiyordum. çünkü şimdi düşünüyorum da; yeni işinden aldığı ilk maaşıyla bana hediye alacak kadar ince bir kadındı.
neyse, bitmiş gitmiş. sonuç olarak; başarısızlık bir kez daha karşımdaydı.
bu fotoğrafı da gülşah çekmişti işte. kafam kadar gülşah diye dalga geçtiğim gülşah. maymun iştahlılığıysa, fotoğraftan dansa, danstan yelkene, sevgilisinden bana, kısacası ota boka merak salmasıydı. şimdi nerededir bilmiyorum; ancak bir önceki post'ta belirttiğim kadının aksine, kendisine selam çakıyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder