Bu ara haller iyiden iyiye değişik.
Bitirme tezimi verdim, sunumumu yaptım ancak yükseltmeye aldığım Calculus'ten kalacak kadar mal bir adam olduğumdan ötürü; yaz okulu beni bekliyor. Yaz okulunda da o dersten minimum CC notu almam gerekiyor. Biraz rahatım; ama fazlasıyla rahatsız.
Çok rahatlayacağımı düşünmüştüm, tez sunumunu yaptıktan hemen sonra. Zerre değişim olmadı bünyemde. Sadece, kusmayı kestim. O da yakında yine başlayacağım bir alışkanlık zaten.
Enteresanıysa; 5 Temmuz'da boşaltmam gereken ev. Hala dopdolu. Gereksiz her şeyden kurtuldum. Temel eşyalarımla yaşıyorum. Ancak ne yatak, ne kanepe, ne masa... Hiç bir şey gitmedi. Hesapta her şeyi sattığımda elime geçecek parayla; bir ultra book alacaktım. Satabildiğim eşyalardan aldığım 700 lira'nın 400'üyle direkt olarak Tekel'e borcumu ödedim. Geri kalanıyla da, ev arkadaşım "eve" döndüğü için, kiranın kalanını ödedim; faturaların bir kısmını ödedim ve 0'a 0 elde var 0'da bittim.
Gitarıma, daktiloma kadar satmak istiyordum. Temel olmayanlar onlardı. (aslında değillerdi ama "onlar olmadan yaşayamam" romantizminde de değildim.) İşin en boktan tarafıysa, merkez üs konumunda olan; gelenin gidenin eksik olmadığı evimden ayrılıyorum. Seinfeld'de, Jerry'nin evi gibiydi burası. Bu, üzen kısmı işte hikayenin.
Sırtımda bir çantayla, İstanbul'da oradan oraya savrulacağım yaklaşık bir buçuk ay boyunca, yaz okulu süresi boyunca. Evimin olmaması değil de, kardeşlerimin geleceği bir evimin olmaması koyuyor. Görüşme sayısı azalacak, işte bu koyuyor.
Yazamıyorum, konsantrasyonum yerlerde. Küçük defterime bir şeyler bile karalayamıyorum. Sadece tez teslimi değilmiş benim derdim... Bunu anladım. Olduğu kadar, inceldiği yerden kopacağı kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder