Google+ boş mideye iki duble viski: Rüya...

12 Nisan 2013 Cuma

Rüya...

olayımız bir hapishanenin önünde geçiyor. arabanın içinde bir kadın ve ben varım. kadının göğsünün sağ kısmında bir kabarık var ve kalp gibi atıyor. hatırlıyorum birden kadını, son anda koreliler'i terse yatıran nava bu. (olasılıksız) arka koltukta oturuyoruz. bizi tanımlamaya çalışması için önümüzde birer adam var, dikkatlice yüzlerimizi inceliyorlar ve emin oluyorlar. "yeah." diyor ikisi de. arabadan indiriliyoruz... silahlara susturucular takılıyor. kadınla gözgöze geliyorum. punduna getirip hapishaneye doğru kaçmaya başlıyoruz, hapishaneye giriyoruz. gardiyanlar, mafya peşimizde. bazı hücrelerin kilidini açarak hüküm giymişleri de yanımıza alıyoruz. türk hapishanesi olmadığı belli çünkü çok fazla dazlak var. dazlaklar tıpkı team fortress 2'deki "heavy" oyuncular gibi. silah ve cephaneye de erişip bir isyan başlatıyoruz. mafyanın kolu kanadı kırılıyor, isyan başarıyla sonuçlanıyor. bir köprüaltındayız, tüm klan. mahkumlar da var aramızda ve bir kadın mahkum ile nava kavga etmeye başlıyor. arkadaşım reha da ortalarında. araya girip ikisini ayırmaya çalışıyorum. sonra kadın mahkum, nava'nın saçını çekmeye çalışıyor. kadın mahkumu boğazından tutup yukarı kaldırdığımda, onun deniz olduğunu anlıyorum. 180 boyunda olduğu halde onu yukarı kaldırabiliyorum, boğazından tutarak, tek elle.
o an, derya geliyor. reha'ya yazıklar olsun, bunu da mı yapacaktın diyor. reha da isyandaydı çünkü. deniz'i indiriyorum, deniz köprü altından çıkıp kar topu oynamaya başlıyor ve beni çağırıyor. gidiyorum peşinden... uyandım.

http://www.youtube.com/watch?v=UrDNi34ME8g

Hiç yorum yok: