elinizden kaçırdığınız "o"nu, rüyanızda görmek; rüyalanmaktan beterdir.
gün boyu içimde sıkıntıyla gezdim. her boku unutmuştum halbuki. her şeyi, beyni resetlemiştim ben. onunla ilgili hiç bir şey akılma gelmiyordu. fifa 13'te be a pro kasıyordum, skyrim'in ek pakedinde vampir kesiyordum; derslere giriyordum, okuldan hatun kovalıyordum... hiç bir şey yolunda gitmiyordu bilgisayar oyunları hariç.
aslına bakarsanız uyandığımda sıkıntılı hissettim ama rüyamda ne gördüğümü hatırlamamıştım. günün ilerleyen saatlerinde kafaya dank edince, fena olmuştum hepsi bu.
gün boyu içim içimi yedi, bir şey yapmamalıydım. konuşmamalıydım, çıldırmamalıydım, içmemeliydim. o konu kapanmıştı, çünkü 9 aydır biriyle beraberdi. (matematiğini yaparsak ayrılmamızın üzerinden 3 ay geçince birini bulmuştu, hoş, 3 gün geçtiğinde birini bulsa bile hatuna "orospu" muamelesi yapacak kadar sığ değilim. sonuç olarak peşini bırakmam gerekiyordu.
gün boyu sabrettim, kuzey güney izledim kafam dağılsın diye. yemek yaptım, yedim. çamaşır astım, ortalığı az buçuk topladım. ama olmadı. ne kadar zorlasam da olmadı. içmeyecektim, içmemeliydim.
bakkalı aradım, bira gönderttim.
bilgisayar başına geçtim, onunlayken ve ondan sonra dinlediğim her şeyi içeren bir youtube playlisti yaptım. eziktim, ezik kalacaktım.
eğer kutsal kitaplarda geçen araf gerçekse, ben araftaydım. bir adım atamıyordum ileriye.
not: yaptığım playlisti görmek isteyen bir yorum uçursun veya bir mention yapsın şuraya: http://www.twitter.com/neatwhiskey
playlisti ancak böyle gönderirim. etiket olmanın da alemi yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder