Verdiğim kararın heyecanı uykusuz kalmama yetmişti. Sabah sekizde annemi aradım, kahvaltı etmek için beraber. Kahvaltılık alıp çıktım. Anlattım, dinlettim, dinlediler, hak verdiler ama sormadan edemediler: "Peki ya sonrası? Ev arkadaşı hiç mi istemiyorsunz?"
"Hayır, sadece ve sadece yakından tanıdığım biri ev arkadaşım olabilir bundan sonra. O da önümüzdeki 3 ay içinde bir gelir elde edemezsem..." Aklımda bir şeyler vardı aslında. Nevizade Teras'ta çalmıştım bir gece, para almadan. Ve insanları az çok eğlendirebilmiştim, lakin barın çok eksiği vardı. Aradan geçen iki haftada bu eksiklikler kapanmış olmalıydı ve en azından tek başıma ev kirasını kaldırabileceğim kadar maaşa, haftada üç gece çalabilirdim.
Aklımda bu planla geziniyordum. Biraz daha ışık vardı sanki, önce güzel bir temizlik, ardından evde yapılacak üç beş tadilat ile bu işin içinden çok temiz çıkacaktım, artık emindim. İş bulamazsam da, bulana kadar zorlayacaktım kendimi. Düşersem de, Fulya'da düşerdim hem, ve tek başıma düşerdim; başkasının hatasıyla değil.
Ve o aralar ilginç bir anektod gerçekleşti Fulya'dan bağımsız olarak.
"Yakın arkadaşımın birlikte olduğu, ancak daha sonra zerre ilgilenmediği bir kadınla yattım. Alkollüydüm, olabilirdi. İki gece sonra bulundukları ortama gittim ve izledim onu. Arkadaşımla konuşmaya devam ediyordum, biraz suçluluk hissiyatıyla. Kadının benim için çekici olmasının sebeplerinden biri, yasak meyve oluşuydu, veya aklıma yasak meyve olarak kazınmış olmasıydı. Ondan daha iyileriyle birlikte olmuştum, sevgili olmuştum, fakat aklıma sık sık gelmesinin sebebiyse, hayatımda yaşadığım en etkili kaosun ortasında onunla tanışmış ve soğuk muhabbetlere girmiş olup, hayatımda onu arzuladığım zamanlarda kaos bulutlarının yoğunlaşması ve dibi görüşümün sadece yatmak istediğim bir kadını, arkadaşımdan kıskanmam sırasında gerçekleşmesi, sadece kendi kararlarımın değil; çevremdekilerin kararlarının da belirginleşmesi sonucu kaos bulutlarının dağıttığım zaman ve ev arkadaşımın taşındığı sırada, yani heyecanla ve çöp içinde beklediğim yeni hayata adım atışımın onun yanında uyanmamla başlamasıydı.
Ancak yasak meyve, ilk ısırıkta tadını yitirir. Bu yüzdendir ki, "Thrill Is Gone" yine dinlenir; çünkü olması gereken olmuştur ve artık herkes haberdardır."
Bu yazıyı yazan kişi, çok değer verdiğim bir kadın. Beni yalnız bırakmadı yerleşirken ve temizlik sırasında. Kafamız güzelken, "Ben de yazmak istiyorum." dedi ve ben söyledim, o yazdı kağıt kalem ile... Evet daha önce yatmıştık defalarca ancak o gece değil. Hatta yazının altına düştüğü notları da burada paylaşmaktan çekinmiyorum ne yalan söyleyeyim...
"I'm your housebitch, biatch!"
"Seninki kaç cm?"
"Fuckbuddyliğin kuralları hakkında hiç bir fikrin yok bebeğim."
Gelgelelim, bu hikayedeki illüzyon hayatımın iyi yönde değişmeye başladığı sırada hayatıma girmesi değil, benim onu yasak meyve olarak görüşümdü. Ölçersin bazen, tartarsın ve neden olmasın dersin; hiç bir şeyi aceleye getirmeden. Çünkü maddi durumlar, cansız varlıklar aceleye getirilebilir; ancak ruhu, duyguları olan bir kadına seviştiğin iki gecenin sonunda uzun ilişki tekliflerinde bulunmazsın. Sonuçta, "3 Temmuz'dan beri süregelen bu sürecin sonunda vardığım nokta" şudur, onunlayken her şey güzel. Zaten güzel kalması da hoşuma giden... Ayrıca, Nevizade'deki barda çalmaya başladım. Haftada üç gece çalarak kiramı çıkarabiliyorum, çalışma saatlerim 20.00-02.00 arası; elimin altında harika bir DJ seti var, evi yerleştirdim, temizlik bitti, eksiğim kalmadı ve kafam rahat...
Fulya mı? O benim için hala "Burası Fulya ulan!"
Bahsi geçen parça için:
http://www.youtube.com/watch?v=MEy1B1NtzD8
Çaldığım bar ile ilgili daha sonra daha ayrıntılı konum bilgisi veririm, lakin bu haftasonu (cuma cumartesi fix çalıyorum) uğramak isteyenler için adres de şudur:
Jolly Joker Balans'ın tam karşısındaki aradan girince ilk soldan terasa çıkıyorsunuz. Mekanın adı Terasparan. Hepsi bu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder