Google+ boş mideye iki duble viski: Düşkün değil, düşmüşün anıları 8

1 Aralık 2013 Pazar

Düşkün değil, düşmüşün anıları 8

Orijinal dillerinde, en sık duyduğum sıfat ve lakaplar.
Piç
Serseri
Ukala
Egoist
Sexaholic
Alkolik
Sarhoş
Göt
Bencil
Fallen angel
Grey
Bukowski
Çakma Bukowski
Teoman
Ergen
Kaybedenler kulübü
Don Draper (bu birazcık da meslek tabanlı ancak hoşuma gidenlerden sayılabilir)

Bu listeyi çok fazla düşünerek hazırlamadım. Belki de üzerime yapıştırdıkları etiketleri siklemediğim bir tabur insan vardır. Ancak birey olarak, ya çok iyi ya da çok kötü adlandırılıyor olmak da bir şeyleri doğru yaptığım anlamına geliyor. Beni sevebilirsin, bana saygı duyabilirsin, benden nefret edebilirsin ancak iki uç noktada gidip geliyorsan, keskin olduğum için mutlu olmamı sağlarsın. Kutuplu, düşünmeden hareket eden; içgüdüsel yaşayan fakat gerektiği zaman seni manipüle edebilecek kadar diplomatik biriyimdir belki de. En azından elimdeki veriler bana bunu gösterir.
Çünkü insanlar dengesiz. İnsanlar enteresan. Hatta insanlar, ne yazık ki; insan. Ne yazık ki kalıbını kullanıyor oluşumun sebebi zayıflıkları değil. Tam tersine, kuvvetli yönleri...

Hiç yorum yok: