Google+ boş mideye iki duble viski: Ölüm

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Ölüm

Ölüm, hepimizin ciddiyetle yaklaştığı yegane olaydır. Biri öldüğünde, cenaze evinde televizyon açılmaz; sükunet korunur, sessiz konuşulur, kolay kolay gülünmez vs. (Sadece Türkler'den bahsetmiyorum bu konuda)
Ancak, ölüm, aslında şakanın ta kendisidir. Yaşanmışlıklar, alışkanlıklar, iş, aile, arkadaşlar; ve hepsinin bir anda bitişidir. Ne kadar komik değil mi? Absürd… Bir anda her şey yok oluyor. İnanışlara göre ise cennete veya cehenneme gidiyorsun; hatta reenkarne oluyorsun. Ancak ölümden sonraki hayat bile senin için bir resetten ibaret. Yani, reenkarne olsan da, cennete gitsen de, cehenneme gitsen de; önceki hayatında elinde olanlarının hiç biri kalmıyor. Şaka, kocaman; aptal bir şaka.
Nasıl mı bu kadar ciddiyetsiz yaklaşıyorum? Ölüme insanların yaklaşımını gördüğüm için. Samimiyetsiz, ahmakça, duygu sömürüsü... Adını sen koy. Ve, ölüm sizi ünlü kılar. "15 dakikalığına da olsa"...
Kaybettiğim arkadaşlarım, ailem oldu. Ve mesela on senelik bir arkadaşımı kaybettiğimde; ölüm öncesi, koma sırası; Facebook duvarına girip girip "Hepimiz seninleyiz :(" yazan andavallar vardı. İşte ölümü benim için şaka yapan etmenlerden biri buydu örneğin.
Veya MJ öldüğünde, herkes danslar yapmaya başladı; MJ parçaları paylaşıldı, mekanlarda MJ çalındı sık sık, kabak tadı verdiğinde bile durmadılar; Yetenek Sizsiniz'e başvuran yarışmacıların yüzde 70'inin MJ taklidiyle başvurduğunu biliyor muydunuz?
Amy Winehouse öldüğünde, hayatı boyunca bir iki Winehouse parçasını çat pat bilen tipler sosyal medyayı Winehouse parçalarıyla spamlamak adına programlandılar... Keza aynısını diğer ölümü tatmış(Zincirlikuyu Mezarlığı) bir çok ünlü için, dangalak toplumun verdiği reaksiyona bakarak da söyleyebiliriz. Ha en fazla abartılan ve benim gözümde "bok yenen"i MJ idi de neyse...
Bir de şu "Hepimiz X'iz" mevzuu var. Yakın arkadaşlarımdan bir tanesi, "Bülent Ersoy öldüğünde de hepimiz transseksüeliz diyecek misiniz?" yazmıştı iletisine. Saygı duyduğum ve sevdiğim Hrant Dink'in ölümünün ardından "Hepimiz Ermeniyiz" pankartı; benim gözümde dünyanın en basit, en pislik pankartlarından biridir. İçerisinde Ermeni geçtiği için değil, Hrant Dink'i sadece "Ermeni" olmasıyla tanımladığı ve ağza sakız edildiği için pisliktir.

Çöp, alayımız çöp. Bir bok denizinde yüzüyoruz; vantuz balıklarıyla beraber. Göremiyor, görmek istemiyorsunuz. Çünkü hep, mağdurun ve ölünün hayranı kesiliyorsunuz bir anda. Bunun sebebini sağlamaya çalıştığınız sosyal medya rantı olarak görmek istemiyordum başlarda, ancak yavaş yavaş özentilikle birlikte bu noktaya da kaydığınızı görüyorum ve üzülmüyorum, sadece nefret ediyorum. Çünkü kimisini ayakta tutan hayata duyduğu sevgidir, inançtır, aşktır; kimisini hayata bağlayan ise nefrettir.

Bir göndermeyle bitirelim, Children of Bodom; Needled 24/7'ın son sözleriyle...
"Death, what do you all know about death?"

Hiç yorum yok: