Öncelikle her gün mideye Jack indirebilecek kadar zengin bir aileden gelmiyorum, bundan ziyade hafif yozlaşmış teenage punk veya toz toprak içinde çekilen southern rock videolarını an be an MTV'den takip eden bir gençliğe sahibim ki ya o videolarda gördüğüm imajdı beni bu büyülü şişeye çeken; ya da beni uzun vadede süründürmeyi başarabilen tek kadının favori içkisi olması ve ön sevişmeden ibaret birlikte olduğumuz tek gece ona bu içkiyi ısmarlamış olmamdı...
Ama yakınlığımız arttı tamamen southern'e kayan müzik zevkim ve grubumun playlist'i sebebiyle. Hoşuma gidiyordu. Kalite değildi beni çeken ki bir içki gurusu olmadım asla. Russki Standard ile Istanblue'nun farkını asla anlayamadım mesela... Gelgelelim; yağ gibi kayıyordu artık ve en çok hoşuma giden yönü; kadınları uzak tuttuğumuz arkadaş ortamımızın dışında(evet bazen siz kadınların pijama partileri gibi, erkek erkeğe içmeyi ve dırdırdan uzak olmayı seviyoruz), yalnız başımayken de şişeyi kafaya dikerek içebilmemdi.
Şu anda evime, Mersin'e -ben yokken- bana hediye edilmek için getirilmiş ancak babamın kütür kütür götürerek yarılamış olduğu litrelik şişe yanımda. Bir o bana bakıyor, bir ben ona... Ve tekrar öpüşüyoruz.
Reklamlar bitti.
Ramazan ayında içmeyen veya içemeyen insanların ağzını sulandırdıysam; çok da ..kimde olmadı açıkçası.
Cebinde parası olmayan ve kuru kuruya sigara içen öğrenci arkadaşlaraysa bir duble borcum olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder