Google+ boş mideye iki duble viski: Facebook...

6 Şubat 2009 Cuma

Facebook...

"Ebemi de bulacam facebookta allahın izniyle" grubudur beni bu hayattan soğutan... Herkes birbirini bulacak gibi bir sloganla ortaya çıkabilirmiş aslında. Buluyorsun da görüşüyor musun? Az... Bir arkadaşım "Ulan karı düşürülüyor mu, hayır... İlkokul arkadaşım da beni şimdiye kadar aramamışsa amına koyayım onun" diyerek kapatmıştı ve şapka çıkartmıştım çocuğa. Yani en azından ilkokul arkadaşıyla ilgili söylediği kısma katılmıştım, diğer kısma katılmamıştım. Sonuçta düşüren düşürdü ama abi, ben kapatamadım... Çok da başımı yaktı hani bu facebook mavrası... Özellikle de ilişki durumunu göstermek kısmı... Fena...
Lakin tepkimi koyacağım nokta kesinlikle bu değil. Ulan şimdiye kadar seri katil oldunuz; kaçırdınız beni, çete oldunuz; üye yaptınız beni, owned application'ını kurdunuz, satın aldınız beni... Ne istiyorsunuz benden? Ne?! Selamı sabahı kestiğim insan bile beni satın alabiliyor, veya saçma sapan gruplarına davet edebiliyor.. Yüzüme bakmaya cesaretin var mı? Yok! Ancak "Atatürk'e hayran 1 milyon kişi bulabilirim" diye gruba çağırabiliyorsun... Hasta mısın arkadaşım siz? Bırakın ulan yakamı... Şeytan diyor, konuşmadığın insanları sil facebooktan. Ama yemiyor işte... Çünkü konuşmadığım ama ileride yararlı olabileceğini düşündüğüm -genellikle bayan- onlarca kişi var orada... Sonumuz hayrola...
Ayrıca şunu eklemeden de geçemeyeceğim. Profiline kim bakmış, Profiline kim girmiş, Fotoğraflarını kim kaç kez ziyaret etmiş; bunları saçma sapan gruplara girerek öğrenemezsiniz. Facebook'ta hesap açarken direk next'e basıp geçtiğiniz Terms Of Use dökümanını bir kez okusaydınız böyle salak salak şeylere üye olup, bir de beni rahatsız etmezdiniz. Şimdi, yıkılın karşımdan ulan!

Hiç yorum yok: