Girdiğim bir diyalogda, onun İskoç kültürünü çok sevdiğini öğrenmiştim. Müzik, William Wallace, aksan derken kendimi scotch konuşurken buldum. Ablamın evindeydim ve internetten konuşuyorduk. Çekiciydi, çünkü daha önce tanışmamıştım ve görüşmemiştim. Kedi bu sefer uzanamadığı ciğere pis demiyor, uzanmamış olduğu için ciğer ona tatlı geliyordu.
Diyalog sürdü, ablamdan çıktım, Carrefour'a gidip TAPDK'ın yeni yönetmeliğine bir kez daha salladım. Tek isteğim, 20'lik bir şişe Jim Beam veya Johnny Walker'dı. Fakat yoktu. Bakkal veya tekel büfesi gezmek istemediğimden, eve dönüş yolunun kısa olmasını dilediğimden ötürü; en ucuz viskiye yöneldim. Bulgar viskisi olduğu iddia edilen, rezalet bir şişe tasarımı ve 35lik bir şişe. Hayır, çok boktan görünüyordu. Vazgeçmek üzereydim ki onu gördüm. 50 lira çıkacaktı cebimden ancak tasarımı harikaydı. 70lik bir şişe, makul sayılabilir, kim bilir?
İsmini şu anda bile bilmiyorum, kapağına göre kitap seçmiş gibi hissediyordum. Eve geldim, açtım, bir bardak doldurdum, tek buz, fazla değil. Işıkları kıs, kanepeye otur, bilgisayardan uzaklaş. Dışarıdan gelen korna ve çeşitli gürültü, kes onları; pencereyi kapat. Kahve masasının üstüne koy kadehi, masanın üzerindeki pin-up posteri ilgini çeksin. Telefonu kapat. The Doves'tan Firesuite dinle. Bir sigara yak.
Sanırım sakin olmak bu. Sadece yaptığım değişiklik (rakıdan viskiye geçiş) değil, aynı zamanda ironik bir biçimde sessiz olan kendi dünyama kapanmak da beni; bu konuda bir yazı yazacak kadar etkilemiş olsa gerek. Denemenizi tavsiye ediyorum eğer ki her "naber" dendiğinde "iyilik ya proje falan ufff çok zor" diye ağlayan bir adem veya haftasonlarını dışarıda toplu halde içerken yanındaki kızın beline atmaya çalışan bir ergen gerisi değilseniz. Pazartesi ideal gündür, haftaortası olmaz, salı günüyse Tuesday's Gone patlatarak biraz daha keyifli geçirilebilir.
Bu arada psikolojik yönden eskisi gibi yıkık veya (en yakın dostlarımdan birinin tabiriyle) "kara" değilim belki, ancak bu çok iyi oldu. Çok güzel oldu. Bardağın dudaklarını her öpüşüm, tatlı orgazmik bir duygu yaratıyor. Başım ağrımıyor bu sefer. Sinirli de değilim. Sakinim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder