6)Alışveriş: özellikle kadınlarda bu merak hiç bir zaman değişmeyecek. ne azalacak, ne de artacak. gardroplarını hesapta indirimden aldıkları etekler, kazaklar, gömlekler süsleyecek; cilde çok yararlı olduğu iddia edilen losyonlar banyoda yer almaya devam edecektir. erkeklerse teknolojik oyuncakları -çağın gerekleri- kapsamında tüketmeye devam edecek, sürekli daha teknolojiğini; daha iyisini isteyeceklerdir. aynı potada erimeyeceği düşünülen bu iki cinsiyet; esasen her daim kadının üzerine atılan "alışveriş" bokunu birlikte paylaşmaya devam edecektir. mağazalarsa esasen indirime girmeyen ürünlerine "yüzde 50 indirimli!" etiketi yapıştıracak ve avlayacak sazan bulmakta çok da zorlanmayacaklardır. çünkü tüketim, insanlığı en çok da burada vuracaktır.
7)Statü Saplantıları: ne alan, ne veren için bir değişim olmayacak; üst mevkiler kendilerini daha değerli görecek, bunu da çıkar ilişkileri üzerinden cinsel istismara kadar götürmeyi kendilerine borç bileceklerdir. dolayısıyla masa altından sakso çeken sekreterler sıradan hayatlarına, patronunu şöminenin önünde düzen "genç ve dinamik" çalışanlar alacakları maaş zammına bakacaklardır. bu kimine göre bir çürüme; kimine göreyse başarıya giden anahtar olacaktır. bunun bir hafifletilmiş versiyonu yalakalıksa bu başlık altında yazılan her yazı gibi, ne azalarak bitecek; ne de artıp dünyayı ele geçirecektir. gururlu insanlar gururlarından taviz vermeyecek ve bunu ulu orta dile getirmeyecek, beş para etmeyen kalpazanlar ise samimi bulduğu ortamlarda başarılarının sırrını açıklamaktan çekinmeyeceklerdir.
8)Özgür ve Cesur Olduğunu İddia Eden Medya Organları: radyolar, gazeteler ve hayatımıza giren(daha doğrusu hayatımıza sokup sokup çıkaran) televizyon... insanlar her zaman uyutulmaya meğilli olacak; hayatlarına bir parça drama katan ve vazgeçilmez kılınan diziler, üçüncü sayfa vahşet haberleri, içinde ciddi anlamda hiç bir şey konuşulmayan ve insana hiç bir şey katmayan "talk show" programları... apolitik uyku toplumun büyük bir kesmini etkisi altına alacaktır her zamanki gibi. bu tip jonglörlerden bir nebze de olsa paçasını kurtarabilmiş olan kesmin kendisinden kültürel veya zihinsel anlamda altta kalan tabakanın elinden tutmaması da bu sabitliğin sebebi olacaktır.
9) Politikacılar: kendi koltuk kavgaları, kendi cep kavgaları içinde kavrulup duracak; insanların değer yargıları üzerinden duygu sömürüsü yapmaya devam edeceklerdir. burada önemli olan kişinin sağ görüşlü-sol görüşlü olması değil; kendisine hitap eden kişinin bir siyasi olmasıdır. dürüstlük başa bela olacak, dürüstler siyasetten elini eteğini çektiği gibi; iç hesapları bilindiğinde yüzüne tükürülmeyecek adamlar koyunları gütmeye devam edecektir.
10) Şarapçılar, Keşler, Dilenciler: büyük usta Bukowski'ye göre size zararı dokunacak en son kişiler, kaybedecek hiç bir şeyi olmayanlar... elit kesmin hışmına uğradıklarını bilmeseler de, "böyle gelmiş böyle gider" gibi dünyanın en gerizekalı ideolojik yapısına sahip olsalar da hiç bir zaman toplumdan silinemeyecekler, varlıklarını her daim sürdüreceklerdir. sınıf ayrımı olmaksızın, kendini bir beden üstün görenlerin cepleri kalabalıklaştıkça; onlar kıçına giyecek don bulamayacaklardır ve -şu ana kadar olduğu gibi- bir yerden sonra savaşmayı bırakacaklar, durumlarından memnun olmaya başlayacaklardır. ne tavırları, ne de tutkuları değişecektir. hayvan hakları savunucusu olduğunu iddia eden mallar en küçük dilekleri olan şarap parasına/allah rızası için bir sadakaya pek de rağbet etmeyecek; onlarsa bir hayvan kadar değeri olmadığı konusunda herhangi bir çıkarımda bulunmayacaklardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder